HOŞSÂDA
18 Ağustos 2006 Cuma
24 Receb 1427 sayı: 39
Mirac Gecesi’nin Müminlere Birlik,
Ferahlık Ve Saadet,
Tüm İnsanlığa Hidayet Getirmesi İçin Rabbimiz’e Dua Edelim,Yakaralım…
İSRA ve MİRAC
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescidi Haram'dan ÇEVRESİNİ MÜBAREK KILDIĞIMIZ MESCİDİ AKSA'ya yürüten Allah’ın şanı pek yücedir. Şüphesiz ALLAH duyandır, görendir."(İsra, 17/1
Enes ibnu Mâlik (r.a.)'ten rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.s) isra ve mirac olayını anlattı ve (Yüce Allah) şöyle buyurdu, dedi: "Ey Muhammed! Bu (farz kılınan) her gün ve gecede BEŞ (VAKİT) NAMAZdır. Her namaz için beş katı (ecir) verilecek. Bu da elli (rekat) namaz eder. Kim bir iyilik yapmayı düşünür de yapamazsa onun için bir iyilik yazarım. Eğer yaparsa onun için on (iyilik) yazarım. Kim bir kötülük düşünür de yapmazsa onun için bir şey yazılmaz. Eğer yaparsa o zaman sadece bir kötülük yazılır…" (Buhari, Müslim)
HER SIKINTIDAN SONRA BİR FERAHLIK
İsrâ ve mirac olayı Yüce Allah'ın sevgili peygamberine bir mükâfatı ve ilâhi bir mucizesidir. Resulullah (s.a.s.) Mekke'de insanlara hakkı tebliğ etmesinden dolayı müşrikler tarafından çeşitli eziyetlere maruz bırakılmış, Ebu Tâlib Vadisi'nde ablukaya alınmış, üç yıl süren bu abluka dolayısıyla açlık ve mahrumiyet içinde kalmış, ardından amcası Ebu Tâlib'i, kısa süre sonra da değerli hanımı, mü'minlerin annesi Hz. Hatice (r.a.)'yı kaybetmiş ve birbiri ardından gelen bu olaylar dolayısıyla çok üzülmüştü. İşte bütün bu sıkıntılardan sonra Dost Dostu’nu mükâfatlandırdı ve onu kendi katına yükseltti. Onu kendisine yaklaştırdı. Üzerine, çektiği bütün sıkıntıları, içine düştüğü üzüntüleri, zorlukları ve yorgunlukları, hatta kendisine vahyedilenleri tebliğ ederken ve davetini yayarken karşılaşabileceği zorlukları unutturacak hoşnutluk hulleleri giydirdi.
İSRA VE MİRAC RUHU
Büyük düşünür ve ilim adamı Seyyid Kutub mirac olayı hakkında şunları söylüyor: "İlâhi gücün ve peygamberlik mertebesinin ne demek olduğunu biraz idrâk edebilenler bu olayda bir gariplik görmezler. İnsanoğlunun sahip olduğu güç sınırlıdır... Ama insanoğlu için zor, kolay veya imkânsız görünen şeylerin hepsi İlâhi gücün önünde eşittir. Hepsi aynı kolaylıkla gerçekleştirilir."
İsra ve mirac mucizesi İMAN VE TESLİMİYET işidir.
Bakın, Hz. Ebu Bekir (r.a.) kendisine Resulullah (s.a.s.)'ın bir önceki gece göklere yükseltildiğini söylediği haber verilince ne diyor: "Bunu eğer o haber veriyorsa elbette doğrudur. Sizin hayret ettiğiniz de bir şey mi? Gündüzün veya gecenin bir anı içinde tâ göklerden kendisine vahiy geldiğini bana haber veriyor da ben yine inanıyorum. Tereddüt etmiyorum." Evet. Hz. Ebu Bekir (r.a.) Resulullah (s.a.s.)'in vahiy ve mirac konusunda bildirdiklerinin doğruluğundan şüphe etmiyordu. Çünkü o kendi NEFSİNDE İMÂN MİRACInı gerçekleştirmişti. Ama nefsinde bu miracı gerçekleştiremeyen kimsenin zihni madde dünyasına takılı kalacağından aynı teslimiyeti, aynı feraseti gösteremeyecektir…
Mirac kelime olarak "yükselme, yücelme" anlamına gelir. Mü'minin de imanıyla yücelmesi, yüksek mertebelere ulaşması onun için bir miracdır. İslâm'ın insana kazandırdığı ahlâki ve imâni değerlerle donanmak, İslâm'ın güzelliklerini kendinde toplayabilmek, tevhidi bilince sahip olmak, NAMAZ VE SABIRLA ALLAH’TAN YARDIM isteme şuuruna ermek mü'min için bir miracdır, yükseliştir…
Allah Resulü (s.a.s.) bir hadisi şerifinde: "NAMAZ MÜ'MİNİN MİRACIDIR" diye buyuruyor. Ancak namazın gerçekten bir mirac olabilmesi için mü'minin adeta Allah'ı görüyormuşçasına O'na ibadet etmesi gerekir. Nitekim Resulullah (s.a.s.) bu hususa da bir başka hadisi şerifinde şöyle işaret ediyor: "İhsân, Allah'a adeta O'nu görüyormuşçasına ibadet etmendir. Sen her ne kadar O'nu görmüyorsan da O seni görüyor." …Günde beş kere miraca yükselebilen mü'minden de iyilikten başka bir şey beklenmez.
Kendi hayatlarında mirac gerçekleştirebilenler "İMAN KARDEŞLİĞİ"nin getirdiği sorumluluğun da farkındadırlar. Çünkü onlar, Allah Resulü (s.a.s.)'in: "MÜ'MİNLER, BİRBİRLERİNİ SEVMEDE, BİRBİRLERİNE MERHAMET ETMEDE VE BİRBİRLERİNE ACIMADA ADETA BİR BEDEN GİBİDİR. ONUN BİR ORGANI RAHATSIZ OLDUĞUNDA DİĞER ORGANLARI DA UYKUSUZLUK VE ATEŞLE ONA KATILIR" meâlindeki hadisi şerifinde ortaya konan prensibi gönüllerine ve hayatlarına nakşetmişlerdir.
"İNSANLARIN İÇİNDE İMAN EDENLERE DÜŞMANLIKTA EN KATI OLANLARIN YAHUDİLERLE MÜŞRİKLER OLDUĞUNU GÖRÜRSÜN." (Maide, 5/82)
Yine bugün isra ve mirac toprakları, Allah Resulü (s.a.s.)'in miracına şahitlik eden kutsal Mescidi Aksa siyonist zalimlerin işgali ve saldırısı altındayken gönlüne mirac şuurunu yerleştirebilenlerin kendilerini rahat hissetmeleri mümkün değildir. Yüce Allah, isra ve mirac olayıyla ilgili âyeti kerimesinde Mescidi Aksa'dan: "Çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa" diye söz ederek bu mescidin kendi katındaki fazilet ve kudsiyetine işaret etmektedir. Evet Müslümanların ilk kıblesi ve haram mescidlerin üçüncüsü olan Mescidi Aksa'yı bağrında barındıran bu topraklar Allah tarafından mübârek kılınmıştır. Çünkü bu kutsal topraklar peygamberlerin yurtlarıdır. Buralarda onlara vahiy inmiştir. Hepsinden de önemlisi bu topraklar son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)'e özel isrâ ve mirac mucizesine şâhid olmuştur.
Ama ne yazık ki bu topraklar bugün hâlâ SİYONİZMin işgali altındadır. Esaret altındaki kutsal Mescidi Aksa siyonist işgalciler tarafından sürekli rahatsız edilmekten, sürekli işkenceye maruz bırakılmaktan dolayı ağlıyor. İsrâ ve mirac olayının yıldönümü olan MÜBÂREK MİRAC GECESİNİ İHYÂ EDERKEN MESCİDİ AKSÂ'NIN, FİLİSTİN’İN, LÜBNAN’IN, IRAK’IN VE TÜM MAZLUMLARIN SESİNE DE KULAK VERELİM. Bu mübarek MİRAC GECESİ biz Müslümanların davamıza tam bir ciddiyet ve samimiyetle sahip çıktığımızın başlangıç gecesi olsun.
“Mesci-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür Müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın İslam beni diyordu.”
Mirac Gecesi vesilesiyle yeniden ve yine imanımızı ve tevhidi şuurumuzu, kardeşliğimizi, fedakarlığımızı, samimiyetimizi ve tevazumuzu kuşanalım. Nefis muhasebesi (nerden geldim, niye geldim, nereye gidiyorum?) yapalım. Dualar edelim. Tebrikleşelim. Oruc tutalım. Namazlarımızda daha dikkatli olalım. Secdelerde buluşalım.
Bir hastayla, bir yaşlıyla, bir mazlumla irtibat kurup, ilgilenelim. Hediyeleşelim. Gözyaşı dökelim. Kur’an okuyalım. Allah’ı zikredelim. İkram edelim. Boş işlerle (dedikodu, magazin, gıybet, vs.) uğraşmayalım, boş vakit geçirmeyelim.
Ailemizle daha çok ilgilenelim, dersler yapalım. İslam’ı öğrenelim, yaşayalım ve öğretelim. Ve unutmayalım ki, İslam hayatımızın tamamını kapsar. Belki bunlara böyle bir gece vesile olur ama ibadet ve Allah’a kulluğumuzu bir ömür boyu sürdürelim ve bu işi ciddiye alalım…
Bakınız Yüce Allah (cc) ne buyuruyor: “ÖLÜM, SANA ULAŞINCAYA KADAR RABBİ’NE KULLUK ET!” (Hicr,99)
Bilinç
ÖNEMLİ DÖRT KONU
“Şu dört konuyu ihmal etmez, hassas düşünür ve ona göre hareket eder, uyanık olur, dengeyi korursanız dünya ve ahiret saadetini yakalamanız kolaylaşır, biiznillah. Dört şey şunlardır:
1.Kendinizi maddi ve manevi yönden ihmal etmeyiniz. İmanınıza, ilminize, ahlakınıza, nefis terbiyenize, amelinize, namazınıza, aşk ve heyecanınıza, sağlığınıza, giyim kuşamınıza, yiyip içtiklerinize yani Kur’an ve Sünnet’le olan ilişkinize dikkat ediniz, ihtimam gösteriniz.
2.Ailenize (eş, çocuk, anne-baba, kardeş, vs.), akraba, çevre ve komşularınıza itina gösteriniz, saygı, sevgi ve fedakarlıkta cömert olunuz.
3.Maişetinizi ve maddi ihtiyacınızı helal yoldan temin etmek için çalışınız, bereketli ve bol olması için dua ediniz. Her şart ve durumda sabrediniz, şükrediniz ve en önemlisi de Allah’ın verdiği malı, mülkü Allah yolunda harcayınız, cömert olunuz.
4.Ve en önemlisi Allah yolunda çalışmaya vakit ayırınız, nasihata, cihada, emir bil maruf, nehiy anil münkere, davet ve tebliğe vakit ayırınız, dikkat ediniz. Daima ümidinizi koruyunuz. Kendi kontrol mekanizmanız ve öz eleştiriniz her zaman aktif olsun. İstikametiniz dosdoğru olsun, şuur sahibi olun ve şuurunuzu koruyun.
İşte şayet insanoğlu 60-70 yıllık ömründe başlıca şu dört konuya dikkat eder ve dengeyi kurarsa, tek gayemiz olan Allah’ın rızasını kazanır ve çok nimetlere nail olur. Rabbim, hepimizi muvaffak kılsın.”
|