HOŞSÂDA
14 Temmuz 2006 Cuma
18 C.Ahir 1427 sayı: 34
Sözün Özü
EÛZÜ-BESMELE’YE DAİR
Eûzübillahimineşşeytanirracîm (Kovulmuş (taşlanmış) şeytandan Yüce Allah’a sığınırım.)
Bismillâhirrahmânirrahîm (Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla –Allah adına-)
*Eûzü Besmele; zihni ve fiili bütün yanlışlıklardan, kötülüklerden temizlenmek ve bizi Rabbimiz’den uzaklaştıran herşeyden tek sığınağımız olan Yüce Rabbimiz’e sığınmaktır. Yaratan, yaşatan, nimetlendiren ve yöneten Yüce Allah’a teslim olarak, Allah’ın izni ve adıyla, Allah Teala adına bir şeye başlamaktır.
*Allah Teala, Hayat Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “Yaratan Rabbi’nin adıyla oku!” (Alak 1,2) buyuruyor. Sevgili Peygamberimiz (sav), “Besmele ile başlamayan her önemli iş eksiktir, bereketsizdir” (Buhari) buyuruyor.
*Müslüman, doğumundan ölümüne kadar Yüce Rabbimiz’e teslim olmuş insandır. Müslüman şahsiyetin hayatının tamamı (iş hayatı, aile hayatı, uykusu, insani ilişkileri, namazı, fedakarlığı, eğitimi, vs.) ibadettir, çünkü o daima Allah’ın rızasını gözetir. İşte eûzü-besmele, Allah’a teslimiyetin kısa ve öz ifadesidir. Eûzü besmele, “Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz” (Bakara 156), “Namazım, ibadetlerim, hayatımın tamamı ve ölümüm alemlerin Rabbi Allah içindir” (Enam 162) ilahi fermanlarının anahtar cümlesidir.
*Müslüman kişi, Eûzü-Besmele’yi dilinden-kalbinden düşürmeyen, eûzü-besmele’nin ruhuna aykırı inanç ve işlerden uzak durmaya çalışan insandır.
Altı Çizili Satırlar
MEHMED ZAHİD KOTKU HOCA EFENDİ’DEN
ÖZLÜ SÖZLER
“Tevbeyi sadece günahkarların yapacağını sanmak büyük hatadır. Kimi günahından, kimi gafletinden, kimi bütün boş işlerden, kimi ibadetine güvenmenin verdiği aldatıcı gururdan, kimi de bizzat tevbesinden tevbe eder.
Kulun yaratılış gayesinin farkına varması ve bu ulvi gaye ile yaşadıkları arasındaki çelişkiyi kaldırmaya çalışması tevbenin ta kendisidir.”
“Ne dervişlikte, ne şeyhlikte, ne imamlıkta iş yok.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte... İş, Allah'a kul olabilmekte.”
“Ömrünü boş yere zevk ü sefâ ile, para pul budalası olarak mahvetme. Son pişmanlık kimseye fayda vermemiştir.” (Mehmet Zahit Kotku, T. Ahlak, 2/99)
“Çok aziz ve muhterem kardeşim, sen de kat’iyyen ihmal etme de Kur’an-ı Kerim’i hem kendin oku, hem de bütün aile fertlerinin titizlikle üzerinde durarak, onları da okut.” (Mehmet Zahit Kotku, T. Ahlak, 4/240)
“Aziz kardeşim; sakın kimseyi hakir ve hor görme. Sakın kimseyle alay etme ve bu gibi hallere ne alış, ne de çoluk çocuğunu alıştır. Çünkü bu alışılan şeyleri terk etmek kadar zor bir şey yoktur.” (Mehmet Zahit Kotku, T. Ahlak,5/174 )
“Asıl hüner her şeyi yerli yerine yapabilmektir. Bu da kuvvetli bir ilim ve mağlup olmaz nefislerle mümkündür. Azgın nefislerde her ne kadar ilim olsa da o kişi yine nefsinin esiri olmaktan kendini kurtaramaz. Onun için herkese ve özellikle her ilim sahibine tasavvuf şarttır. Zühd, takvâ, hilim, sabır, vesair ahlaklar hep tasavvufun mahsulüdür.” (Mehmet Zahit Kotku, T. Ahlak,1/153)
"Ey muhterem kardeşim! Biz herkese hüsn-ü zan eder (güzel bir gözle bakarız), kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki, "Oğlum! Herkes iyi, ben yaman; ’Herkes buğday ben saman’ de ve öylece kabul et" nasihatinde bulunur, böylece de kibir, gurur, ucub ve kendimizi beğenmekten bizleri korumuş olurdu.”
Tavsiye Kitap:
Görünmeyen Üniversite, N. Gürdoğan, İz Yay.
Ümit
UMUTLARIN OLSUN
“Sancısız bir dünyaysa beklediğin,
Boşver,yaşamak değildir o.
Omuzlarında dünya sıkıntısı,
Dizlerinde dayanılmaz ağrılar,
Yüreğin paramparça olsa da,
Bakışlarında dünyaya dağıtacağın,
Umutların olsun…”
Duruş
ÇAĞLAYAN’DA BİR NİNE…
Onbinlerce yüz… Esmer, sarışın, kadın, erkek, genç, yaşlı.. Edirneli, Karslı… Ama illaki hepsi “Eyüp Sultan” nurlu…
Türkiye’nin dört bir yanından geldiler. Sabah namazını Eyüp Sultan Camii’nde kıldılar. Çağlayan’da toplandılar.
Güvercinlerin bile şadırvan gölgelerine sığındığı bir sıcakta. Saatlerce dimdik durdular.
Kimsenin olmadığı bir zamanda, “Biz Buradayız” demek için.. Filistin için… Onbinlerce yüz...
Her biri üzerine ayrı bir yazı kaleme almak lazım.. Ama bir tanesi en etkileyicisiydi..
Yaşlı bir Nine’nin yüzü.. Zorlukla yürüyordu. İki kişinin kolunda getirdiler. Yan yana düştük.
Bağırmaya gücü yoktu. Ama ne zaman miting alanında slogan atılsa, O’da bastonunun ucunu ritmik bir şekilde yere vurmaya çalışıyordu.. Konuşmak istedik.. Zorlukla duyuyordu. “Nereden geliyorsunuz” diye sorduk.
Kulak kabarttı, ama anlayamadı. Yanındaki cevap verdi. O’da 50 yaşlarında…
“Bence” dedi, - “Nereden geldiğimiz değil, şu an nerede olduğumuz daha önemli!” Sustuk…
|