Hoşsâda-32

 

HOŞSÂDA
30 Haziran 2006 Cuma
4 C.Ahir 1427 sayı: 32
 
İSLAM’DA TESETTÜR
(Örtünme, Korunma ve Koruma) ve HİKMETLERİ
                                            Doç. Dr. Nedim URHAN
 
İslam’da kadının yeri ve önemi, Rabbimiz’in emir ve nehiylerinin bütünü düşünüldüğü ve çok hassas ölçülerde değerlendirmeye tabi tutulduğunda çok büyük ve geniş bir yer tuttuğu görülecektir. Hiç şüphesiz bunun bir çok sebeb ve hikmetleri vardır. Yaratan, yaşatan ve yöneten Allah (cc), yarattığı mahlukatını (insan, hayvan ve tabiattaki tüm varlıkları) en iyi bilendir. Mahlukatı en iyi Rabbimiz bildiği için de, onları korumayı da en iyi bilen ve bu çerçevede emirler gönderen de O’dur.
İnsanlar içinde en hassas yaratılan (peygamberler hariç) hiç şüphesiz erkeklere nazaran kadınlardır. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle:
1.250 ayet-i kerime yalnız kadınlardan bahsetmektedir. a)Bu ayetlerin 233’ü kadınların hususiyet ve hassasiyetlerinden (özelliklerinden) söz etmektedir. b)17 ayette ise annelikleri ön plana çıkarılmaktadır.
2.Kur’an’da Meryem ve Nisa Sureleri bulunduğu halde erkeklere ait bir surenin bulunmaması dikkat çekicidir.
3.Kur’an’da Ahzab, Nur ve Mücadele Sureleri de ekseriyetle hanımlardan bahsetmektedir. İşte bu sureler ve ayetlerde işaret edilen özelliklerin içinde en önemlisi hiç şüphesiz kadınların tesettür- örtünme- kapanma ve korunması, aynı zamanda başkalarını da korumaya yardımcı olmasıdır. Şöyle ki:
a)Tesettür, Kur’an ve Sünnet’e dayalı olarak icma’nın da ittifakı ile farzdır. Dolayısıyla tesettür, iman gereğidir. Tesettürü uygulamayan günaha, inanmayan ise (Allah muhafaza etsin) küfre girer.
b)Tesettür de iki ana hedef vardır:
b1.Rabbimiz, yarattığı kadını korumayı ve onun Allah’a kul olduğunu isbat etmesini istemektir.
b2.Kadının başkalarının günaha girmesine sebeb olmasını ortadan kaldırmaktır. Diğer bir ifade ile zinaya ve zinaya yaklaştıran ve davet eden şeyleri ortadan kaldırarak kötülüğe engel olmaktır. Tesettür; tabir-i caizse toplumu ahlaksızlığa karşı sigortalamaktadır.
b3.İnsanların hatta diğer canlıların karşı cinse olan meyillerinin varlığı inkar edilemez bir gerçektir. Yüce Allah, kadınları bir çok cezbedici özellikleriyle yaratmıştır. Yarattıklarının özelliklerini en iyi Allah Teala bildiği için onları korumak ve korunmaları için bazı emir ve yasaklar koymuştur. Bu da gayet doğaldır, esas üzerinde durulması gereken konu ise bu emir ve yasaklara uymaktır. Bu yaratılanların en başta gelen vazifeleridir.
Şunu asla unutmamalı ki; her hak, bir vazife karşılığıdır. İşte bu prensiplerden hareketle tesettür, Kur’an ayetleriyle emredilmiştir. Bu emirlere uyanlar, imanlarını ve kulluklarını korurlar, müslümanca düşündüklerini ve müslümanca yaşamaya gayret ettiklerini isbat ederler.
İmanın tarifinde de görüldüğü gibi; “iman: kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve amelle isbat’tır.”
 
                Tesettür ile ilgili ayetler:   
 
Allah Teala buyuruyor:
 
-“Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini muhafaza etsinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları,…ndan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz." (Nur 30, 31)
-“Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına, dışarı çıkarken üstlerine örtü almalarını (Vücutlarını örtmelerini) söyle; bu, onların hür ve namuslu bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar. Allah, bağışlar ve merhamet eder.” (Ahzab, 59)
-“Ey inananlar!...Peygamber'in eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu sayede sizin gönülleriniz de, onların gönülleri de daha temiz kalır. Bundan sonra ne Allah'ın Peygamber'ini üzmeniz ve ne de O'nun eşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. Doğrusu bu, Allah katında büyük şeydir.” (Ahzab, 53)
-“Evlerinizde oturun; eski Cahiliyye'de olduğu gibi açılıp saçılmayın; namazı kılın; zekatı verin; Allah'a ve Peygamberine itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı (ehl-i beyt)! Şüphesiz Allah teala, sizden kusuru giderip sizi tertemiz yapmak ister.” (Ahzab,33)
-“Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar,…,ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” (Ahzab 35)
-“Ey Ademoğulları! Her mescide güzel elbiselerinizi giyinerek gidin; yiyin, için fakat israf etmeyin, çünkü Allah, müsrifleri sevmez. Allah'ın kulları için yarattığı ziynet ve temiz rızıkları haram kılan kimdir? Bunlar, dünya hayatında inananlarındır, kıyamet gününde de yalnız onlar içindir, de. Bilen kimseler için ayetlerimizi böylece uzun uzun açıklıyoruz.” (A’raf 31,32)
-“Ve onlar ki, iffetlerini korurlar.” (Müminun,5 ayrıca Nahl 14, Zuhruf 18. ayetlere bakılabilir.)
 
Ayetlerde geçen Ziynet:
a)Küpe, bilezik, yüzük, gerdanlık, kına, sürmenin görünmesidir ki bu haramdır.
b)Kadının elbisesi de yerine göre ziynettir. Ancak korunması zor olduğu için dikkat çekmemek şartıyla vücud kabul edilmiştir.
c)Kadınların boy ve yüzü hatta elleri ziynettir, diyen alimlerimiz vardır.
Kadının günaha girmesi ve sebeb olması da ziynet yerlerini göstermesinden kaynaklanmaktadır. Görüldüğü gibi tesettürden maksat; Kadının azalarını göstermemesi ve hatta dikkat çekip belli etmemesidir. Dolayısıyla sebeb olacağı bütün günahlara ve kötülüklere meydan vermemektir.
 
Yine şu ayette “Takva Elbisesi’”nden ve ‘takva elbisesinin en hayırlı elbise’ olduğundan bahsediliyor.                                                                           
“Ey insanoğulları, size ayıp yerlerinizi örtecek ve süslenmenizi sağlayacak elbiseler gönderdik. Takva elbisesi bunlardan daha hayırlıdır. Bu Allah'ın ayetlerinden biridir. Ola ki, düşünüp ders alırlar. Ey İnsanoğulları! Şeytan, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak ananızı babanızı cennetten çıkardığı gibi sizi de şaşırtmasın (aman soyunup çıplaklaşmayın). Sizin onları görmediğiniz yerlerden şeytan ve taraftarları sizi görürler. Biz şeytanları, inanmayanlara dost kılarız.” (A’raf 26,27)
Şeytan, gösterilmemesi gereken yerlerini kendilerine göstermek için onlara (Hz. Adem ve Hz. Havva) vesvese verdi. Bu ayetlerde; şeytan onları aldatınca, gizli kalması gereken yerleri kendilerine açıldığı konu edilmiştir. (Cennet yapraklarından üzerlerine örterek kapandılar.)
“Takva elbisesi, daha hayırlıdır.” Takva Elbisesi: Bazı alimlere göre “takva elbisesi”; a) Haya, salih amel, yüzdeki hoş görünüş, tevazu’dur. Yün elbise, harpte giyilen zırh’dır. “Takva Elbisesi”; Allah’tan korkmayı gerektiren her şeydir. b) Takvayı hatırlatan ve takva’nın gereği olan elbise’dir.
        
Tesettür’e (Kadınlara) Dair Hadisler
 
Konuya dair hadislere geçmeden önce birkaç hususu vurgulamakta fayda olacağını düşünüyoruz. Şöyle ki:
Tesettür, hanımları yakından hatta direk ilgilendiren İslam’ın emirlerinden biridir. Bir Müslüman hanımın tesettürü, onun şahsiyetinin ve İslami kimliğinin yegane garantisi ve teminatıdır. Bir beldenin camisi veya minaresi neyi ifade ve isbat ediyorsa tesettür de hanımda onu isbat eder. Bazılarının dediği ve kabul ettiği gibi teferruattan değildir, asıl emirlerden biridir. İnkarı küfürdür.
Yine İslam’da bilindiği gibi Medine’de ilk kan ve ilk ihtilat, Yahudilerle tesettürden dolayı olmuştur. Yahudi birinin bir Müslüman hanımın başörtüsüne dokunması üzerine bir sahabi, o yahudiye gereken müdahaleyi yapmıştır. Bu husus İslam Tarihi eserlerinde anlatılır.      
Tesettüre dair hadislere gelince; Rasulullah (sav) buyuruyor:
-Hz. Aişe anlatıyor: “Kardeşim Esma (Efendimiz’in baldızı), Peygamber (sav)’in yanına üzerinde ince bir elbise olduğu halde girdi. Hz. Peygamber (sav), “Ya Esma, kadın büluğa erince vücudunun hiçbir yerinin görünmesi uygun değildir, ancak elleri ve yüzü hariç”, buyurdu. (Ebu Davud)
- Aişe Annemiz, şöyle buyurdu: “Allah Teala, ilk muhacir kadınlara rahmetini ihsan etsin. Başörtüsü emri nazil olunca elbiselerinin eteklerini parçaladılar ve onlardan başörtüsü yaptılar.” (Taç, c.3, 316- Ebu Davud, Buhari)
-Şu hadis-i şerif de giyimli, fakat çıplak kadınların dünya ve ahiretteki, sıkıcı hallerini belirtir. "Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Bunları lanetleyin, çünkü onlar lanetlenmişlerdir" Başka bir rivayette; "onlar cennete giremez ve cennetin kokusunu bile bulamazlar" ilavesi vardır. (Müslim, Libas, 125)
- Temîm oğulları kabilesinden bir takım kadınlar Hz. Aişe'yi (ö. 57/676) ziyarete gelmişti. Üstlerinde ince giysiler vardı. Hz. Aişe kendilerine şöyle dedi: "Eğer siz mü'minler iseniz, bunlar inanmış hanımların giysileri değildir. Eğer mü'min değilseniz, o zaman durum değişir." Yine Hz. Aişe'nin huzuruna, ince baş örtülü bir gelin getirilmişti. O, şöyle dedi: "Nur suresine inanan bir kadın bunu örtünmez." (el-Kurtubi)
-Hz. Ümmü Seleme anlatıyor: Hz. Peygamber (sav)’in yanında idim. Meymune de vardı. Derken öteden Abdullah b. Ümmü Mektum geldi. Tesettürle emrolunmamızdan sonra idi. Hz. Peygamber (sav), “Ondan gizlenip saklanınız” buyurdu. Biz, “O, ama” dedik. Hz. Peygamber (sav), “Siz ikiniz de kör müsünüz?” buyurdu. (Ebu Davud)
 
-“Üç sınıf kimse Cennet’e giremez hatta kokusunu duyamaz. Bunlar:
1.Erkeklere benzeyen kadın, 
2.Şarap içmekte ısrar eden,
3.Deyyus ( Hanımını, namusunu korumayan- kıskanmayan kimsedir.” (Buhari, Müslim) Bir başka rivayette “anne babasına asi olan” diye geçmektedir.
 
-“Sizi kadınların (nikahı düşenlerin) yanına girmekten men ediyorum. Sahabeler, “Hamiv” hakkında ne dersiniz? diye sorunca, Rasulullah (sav) “Hamiv, ölümdür” buyurdu. (Buhari, Müslim) Nevevi (Müslim’in şarihi) Hamiv; Damadın babası hariç bütün akrabalardır, demiştir.
-Hz. Peygamber buyurdu ki: “Gözler zina eder.” (Buhari, Müslim, Tirmizi)
Mecelle-i Adliye’de de şöyle denir: Kadına, İade-i Nazar (tekrar bakmak) ve İdame-i Nazar (devamlı bakmak), haramdır.
-Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem buyuruyor ki; “Şüphe yok ki bakmak, şeytanın oklarından zehirli bir oktur. O, bu zehiri gözleri vasıtasıyla atar, bakışları yakar. Her kim bu haramlara bakmayı benim azabımdan korktuğu için terk ederse ona, bunun bedeli olarak bir iman veririm ki, onun tadını ve zevkini kalbi de duyar.” (Taberi)
 
İslam’a göre (Bir Müslümanın Uyması Zorunlu) Tesettür ve Örtünmenin Ölçüleri:      
1.Elbise, vücudun örtünmesi gereken yerlerini tamamen örtecek, azaları belli etmeyecektir yani avret yerlerini kapatacaktır.
2.Vücud hatlarını belli eden, avret yerlerini örtmeyen ve örtse de çok dar olup azaları belli eden, çok ince, içerisini gösteren elbiseler, İslam’a göre tesettür değildir.
3.Elbise temiz ve güzel olmalıdır.
4.Elbise helal olmalıdır.. İpek erkeğe haram, kadına helaldir. Kadın da ipekli elbiseyi yabancıya gösterirse bu da haramdır.
5.Elbise çok dar, çok bol, çok kısa ve çok uzun olmamalıdır..
6.Elbise (rengi, şekli, vs.) dikkat çekici olmamalıdır.
7.Erkeklere mahsus giyim olmamalıdır,
8.Hristiyan, Yahudi ve putperest kafir kadınların özel elbiselerinden olmamalıdır, “Kim bir kavme benzerse, o kimse o kavimdendir.”
9.Elbise şan, şöhret ve gösteriş nevinden olmamalı,
10.Etrafa güzel ve çekici koku salmamalıdır.
 
Tesettür;
 
-Kadının sömürülmesini hatta bir meta-mal gibi pazarlanmasını,
-Ortak mal gibi kullanılmasını önler.
-Kadının zamanın fitnelerine düşmeden korunarak topluma katılmasını sağlayan bir yoldur.
-Kadının alabildiğine sömürüldüğü bir tüketim malına dönüştüğü şu zaman diliminde, kadına çıkış yolunu gösteren ve onu huzurlu kılacak zamanın modern anlayışları değil İslam’ın anlayış ve uygulamasıdır.
-Tesettür iffetin, hayanın ve ailenin hatta cemiyetin teminatıdır.
                                           
Sonuç itibariyle mümin bir kimsenin hayata ve herşeye bakışı, yaşayış ve uygulaması şu ayetteki gibi olmalıdır:
-“Allah Teala ve Resûlü (sav) bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlü’ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab,36)


  Hoşsâdalar   

 
bilinmezi bilir, kendini bilen...
 
 

HAYDİ NAMAZA!

haberler
 
Bize burdan ulaşabilirsiniz...
 
HOŞSÂDA MESSENGER
Üye ol! Sen de kazan!
 
 
49211 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol