Hoşsâda-31

 

 
         HOŞSÂDA
23 Haziran 2006 Cuma
27 C.Evvel 1427 sayı: 31
 
Duruş
 
DİN EĞİTİMİ HAMLESİ!
 
“De ki: İşte benim yolum budur. Ben, bana tabi olanlarla birlikte Allah’a  basiretle davet ediyorum.” (Yusuf,108)
"Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğretenlerinizdir." (Buhari, Fedail 21)  
 
 Din Eğitimi ve Öğretimi 
 
Din Eğitimi; insanı dünya ve ahiret saadetine talip, kâmil bir Müslüman olarak yetiştirmektir. Din eğitiminin amacı, insana Allah’ın sevgili  kulu olabilmenin ve yaratılan varlıklara şefkatle yaklaşmanın yolunu göstermektir. İnsana; insanlığı, imanı, ibadeti, iyiliği, ahlakı, ilmi, cihadı, sevgiyi, saygıyı, Hakk’a itaatı ve zulme isyanı öğretmek ve eğitmektir. Bunun için ham insanın olgunlaştırılması, şuurlandırılması, ahlakî, manevî, ulvî değerlerle yetiştirilmesi, kalp, akıl ve vicdan gibi kabiliyetlerinin Kur’an’ın ebedî ölçüleri ve Sünnet’in nezih ilkeleriyle geliştirilmesi gerekir.
Din Eğitimi öncelikle vahye dayanır. Din Eğitiminin referansı Allah’ın Kitabı’dır. Din Eğitiminin ilk kaynağı yol gösterici, rehber ve hidayet kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’dir. İkinci kaynak ise Kur’an’ın canlı yorumu ve canlı modeli olan, en güzel örnek ve en ideal eğitimci Peygamberimiz’in Sünneti’dir. İlk uygulayıcı Efendimiz (s.a.v.)’dir. O’nun varisleri olan alimler ve salihler bu eğitim ordusunun gönüllü neferleridir. Din eğitimi “beşikten mezara kadar” devam edecek olan eğitimdir.
İyiliği emretmek, kötülüklere engel olmak, gerçekleri hatırlatmak, Allah’a davet etmek, nasihat etmek, Hakka davet etmek, Hakk’ı tavsiye etmek ve Hakk’ı hakim kılmakla yükümlü imanlı kul; din eğitim ve öğretimini kulluk görevi olarak kabul etmekte; dolayısıyla hayat boyunca devam edecek bir Din Eğitimine talip olmaktadır.
 
Din Eğitimi
 
Ancak din konusunda sadece bilgi dağarcığını doldurmak yeterli değildir. Dinin bilgi yanında en az onun kadar önemli sevgi ve coşku boyutu da bulunmaktadır. Din hakkında bilgi sahibi olan kişi, onu hayatına sevgi ve coşku ile yansıtmak durumundadır. Dinin faaliyeti sadece öğrenilmekle tamamlanmaz, din mutlaka uygulama alanında yer almalıdır.
Gençlik, bilgilendirilmeye muhtaç olduğu gibi; dinî konularda sevgi ve coşkuya da muhtaçtır. Gençlik, dini yaşayan, uygulayan ideal örnek şahsiyetlere muhtaçtır. Din, gençliğin gündeminde yoksa, en büyük kusur gündemi belirleyenlerdedir.
Din, hayatın her alanına yayılan bir sevgi ve coşku ile yaşanır. Sevgi ve coşkudan yoksun kuru bilgi, sahibine sadece yüktür. Manevî ve ahlakî güzelliklerden mahrum, sadece şekilden ibaret olan din anlayışı eksik ve yetersizdir. Böyle bir din anlayışı İlahî rızaya ve Allah Rasûlü’nün Sünnetine, hayat çizgisine uygun değildir.    
 
Dinin Toplumu Yönlendirmedeki Rolü
 
Din; toplum hayatında sanat, ticaret, siyaset, ekonomi, eğitim, yönetim gibi ayrı bir meslek, ayrı bir kategori değildir. Din bir ölçüdür. Din bir ışıktır. Bütün bu kategorilere yön veren eskimeyen bir ölçü, hayatın bütün alanlarını aydınlatan hiç sönmeyen bir ışıktır. Din topluma ruh veren, canlılık veren, hayata dinamizm kazandıran en önemli unsurdur. Toplumun birlik ve beraberliği, huzur ve mutluluğu konusunda en önemli faktör dindir.
Din; psikolojik, sosyolojik, fizyolojik, ekonomik, ahlakî, hukûkî, edebî ve benzeri  pek çok alanla ilgili ilkeler ve prensipler ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, dinî olan veya olmayan şeyler ayrımı pek doğru değildir. Din her konuda yol gösterici ve yönlendirici özelliğiyle topluma rehberlik yapmaktadır. Dolayısıyla din eğitiminin gelişimi, toplumun manevî ve sosyal gelişimine büyük katkıda bulunacaktır.
 
Yeniden Mânevî Eğitime Dönüş Hamlesi:
 
Bugün ilim halkaları birer birer kapanmaya yüz tutmuş, İslamî ilimleri ana kaynaklarından öğrenmeye talip olan ilim aşıkları düne göre yok denecek kadar azalmıştır. Kur’an’ın meal ve tefsirine ilgisiz, Buharî ve Müslim’den habersiz, İhya ve Mesnevî’den gıdasını alamamış, temel ilmihal ve fıkıh bilgilerinden mahrum, Sahabenin ve Selef-i Salihînin nezih İslam anlayışından uzak bırakılan bu gençlik bu ulvî davayı ne kadar sahiplenebilir?
İman şuurla, şuur ilimle, ilim amelle, amel ihlasla, ihlas takva ile takviye edilmediği sürece yeterli manevî bir seviye kazanmamız güçtür. Okunan Kur’an, bizi anlamını inceleyip düşünmeye sevk etmedikçe; anlamını düşündüğümüz Kur’an bizi uygulamaya yönlendirmedikçe taklidî imandan kurtulmamız mümkün değildir.
Tek çözüm Yeniden Manevî Eğitime Dönüş Hamlesidir. Diploma, maaş, mevki, makam, rızık endişesi taşımaksızın; sadece dinimizi öğrenme ve yaşama amacıyla geçmişte olduğu gibi yeniden Din Eğitimine gereken önem verilmelidir.
Şu gül gibi gençlerimizin manevî ve ahlakî açıdan çürümeye yüz tuttuğunu, dejenere olmaya başladığını göremeyenler, bu hastalık yarın kangren haline dönüştüğünde çaresizlikten kıvranacaklardır. Manevî eğitime önem vermeyen ya da dinî eğitimi engelleyen yöneticiler; kendilerine, dinine, tarihine, kültürüne düşman şuursuz, ruhsuz, duyarsız, sevgisiz, saygısız bir gençlik yetiştirmek mi istiyorlar?... 
 
                          Dr. H. İbrahim KUTLAY
 
 
Bilinç
                         
DİN EĞİTİMİ İLE İLGİLİ EKSİ(K)LERİMİZ
 
Din ve vicdan hürriyetinin “olmazsa olmaz” alanlarından biri de kişinin dinini, diyanetini hür bir ortamda öğrenmesi, öğretmesi, tanıması, tanıtması, yaşaması ve yaşatmasıdır.
…Bu yazıda ise harici konulara değil de kendimize bakacağız. İğneyi kendimize, çuvaldızı başkalarına batırmaya çalışacağız. Dini anlatan, dini öğreten, dini eğitimi veren insanlar ne yapıyor, ne söylüyor, nasıl davranıyor? Temel meseleleri nedir, uykularını kaçıran konu hangisidir? Temel konu irşad mı başka bir şey mi?
İşte sorular:
1.Din eğitimine bir araştırmacı olarak mı, bir mü’min olarak mı bakıyoruz?
2.“Bu işi en iyi ben bilirim.” diyen egosantrik insanlarla nereye kadar gidilebilir?
3.Din eğitimi satırlarda yazılı olan metinleri aktarma faaliyetlerinden mi ibarettir?
4.İlk din eğitimcisi olan Hz. Peygamber (s.a.v.)’e benzeme oranımız ne kadardır?
5.Din eğitimi hakkında kitap yazanlarla dil eğitimi hakkında kitap yazanlar arasında bir fark var mıdır?
6.Din eğitimi ve öğretimi neticede bir gönül eğitimi olduğuna göre bunun “araç” ve “gereç”lerine sahip miyiz?
7.Din eğitimi bir şahsiyet eğitimi olduğuna göre konjonktürel şartları gözetmekten başka hüneri olmayanlar, nasıl bir insan “tip”i ortaya koyabilirler?
8.Din eğitimi kişiyi “Allah adamı” yapmaya yönelik olduğuna göre kalbî ürperişleri olmayanlar bu sahada ne kadar at koşturabilirler?
9.Allah rızasının yerine âmirinin rızasını koyan bir beyin kime ne öğretebilir ki?
10.Şöhret putuna tapan, “Allah sözü”nü başkalarına aktarabilir mi?
11.Servet âfetiyle içli-dışlı olan, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in izinden gidebilir mi?
12.Para-pul şehvetiyle yatıp-kalkan, “Ben sizden ücret istemiyorum.” (Şuara, 26/180) diyen peygamberleri anlayabilir, anlatabilir mi?
13.Din eğitimi adı altında, din eğitimi tarihi okutmak, kat etmemiz gereken mesafenin kaçta kaçıdır?
14.Din eğitimindeki başarısızlıklarımızı bürokratik “numara” ve akademik titrlerimizle örtüyor muyuz yoksa?
 
Prof. Dr. Mustafa KARA, Yeni Dünya
 
…Sonuç olarak yaz aylarındaki din eğitiminden istenen verimliliğin elde edilebilmesi için bu eğitim, teorik ders ve seminer yükü azaltılmış, pratik uygulamalarla donatılmış, manevî ve ahlakî eğitim ağırlıklı, kısa dönem Yaz Kampları şeklinde olmalıdır.
Din Eğitimi için topyekûn seferberlik ilan edilmeli, evimiz Kur’an Eğitim Merkezi olmalı, İslamî İlimler bütün safiyeti ve sadeliği ile tetkik edilmeli, günlük hayatımız İman-İlim-Amel–İhlas–Tebliğ Laboratuvarı haline dönüşmelidir.
Dr. H. İbrahim KUTLAY
            
-“De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetim, kurbanım, hayatım ve ölümüm Âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’am,162)
 
“Hızlıca akıp giden hayatımızda neyi ihmal ettiğinizi veya neyi unuttuğunuzu hatırlayın?
Yarınlarımız için ne yapıyorsunuz? Çocuklarımız için ne yapıyorsunuz?
Lütfen 1 dakikanızı ayırınız ve düşününüz!
Biz buradayız ve “insanlığa fıtratını ve kendini hatırlatmaya devam ediyoruz.”


  Hoşsâdalar   

 
bilinmezi bilir, kendini bilen...
 
 

HAYDİ NAMAZA!

haberler
 
Bize burdan ulaşabilirsiniz...
 
HOŞSÂDA MESSENGER
Üye ol! Sen de kazan!
 
 
49208 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol