Hoşsâda-175
“Âvâzeyi bu aleme Davud gibi sal,
Bâki kalan bu kubbede bir hoşsâda imiş”(Bâki)

H O Ş S Â D A


19 Haziran 2009 Cuma
26 c.ahir 1430
sayı: 175



Yaz etkinlikleri hocalarımıza bir kaç tavsiye:
ÖNCE SEVGİ VE İLGİ BERABERİNDE BİLGİ VE DAVRANIŞ


- Eğitimde özellikle de yaz kursları ve yaz etkinliklerimizde öğretmek değil sevdirmek prensibinden yola çıkılmalıdır. Bunu “önce sevgi ve ilgi, beraberinde bilgi ve doğru davranış” olarak formülleştirebiliriz. Seven ilgi duyar, ilgi duyan öğrenir ve sevdiği şeyin yoluna baş koyar.

- Bir Müslüman’ın Kur’an-Kerim’e ve Sünnet’e (İslam'a) karşı vazifesini şöyle özetleyebiliriz;
• Sevmek, benimsemek
• Okumak
• Okuduğunu Anlamak
• Anladığını Uygulamak
• Örnek Olmak
• Uyguladıklarını Başkalarına Öğretmek…

- “Vasat öğretmen anlatır, iyi öğretmen açıklar, daha iyi öğretmen gösterir, en iyi öğretmen ilham ve aşk verir’’

- İslam Dinimiz’in;
- İman ve İnanç boyutu…
- Sevgi ve Coşku boyutu…
- Bilgi ve İlim boyutu…
- Estetik boyutu… birlikte ele alınmalı ve gençlerimize verilmelidir.

- Din, hayatın her alanına yayılan bir sevgi ve coşku ile yaşanır. Sevgi ve coşkudan yoksun kuru bilgi, sahibine sadece yüktür. Manevî ve ahlakî güzelliklerden mahrum, sadece şekilden ibaret olan din anlayışı eksik ve yetersizdir. Böyle bir din anlayışı İlahî rızaya ve Allah Rasûlü’nün Sünnetine, hayat çizgisine uygun değildir.
- Yaz aylarındaki din eğitiminden istenen verimliliğin elde edilebilmesi için bu eğitim, teorik ders ve seminer yükü azaltılmış, pratik uygulamalarla donatılmış, manevî ve ahlakî eğitim ağırlıklı, kısa dönem Yaz Kampları şeklinde olmalıdır.

- “Allah katında Hak Din; İslam’dır. Din; toplum hayatında sanat, ticaret, siyaset, ekonomi, eğitim, yönetim gibi ayrı bir meslek, ayrı bir kategori değildir. Din bir ölçüdür. Din bir ışıktır. Bütün bu kategorilere yön veren eskimeyen bir ölçü, hayatın bütün alanlarını aydınlatan hiç sönmeyen bir ışıktır. Din topluma ruh veren, canlılık veren, hayata dinamizm kazandıran en önemli unsurdur. Din hayattır, yaşam biçimidir.
Toplumun birlik ve beraberliği, huzur ve mutluluğu konusunda en önemli faktör dindir.
Din; psikolojik, sosyolojik, fizyolojik, ekonomik, ahlakî, hukûkî, edebî ve benzeri pek çok alanla ilgili ilkeler ve prensipler ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, dinî olan veya olmayan şeyler ayrımı asla doğru değildir. Din her konuda yol gösterici ve yönlendirici özelliğiyle topluma rehberlik yapmaktadır. Eğitimin yazı-kışı olmadığı gibi din ve dünya diye ayırmakta yanlıştır. Din dünyadır, dünya dindir…” (H. İbrahim Kutlay)
- İslam’ın imani, ahlaki, iktisadi, sosyal ve siyasi prensipleriyle bir hayat nizamı olduğunu, İslam’ın bütün emirleriyle bir bütün olduğunu, din-dünya ayrımının olmadığını, din hayattır bilincini, şuurlu Müslüman olmak gerektiğini gençlerimize sevgiyle öğretmeliyiz.

- Şu üç hususu asla unutmamalı ve kafamıza kazımalıyız:
1. İslamsız saadet olmaz. Ferdin ve toplumun huzur ve saadeti Kur’an ve Sünnet’ten geçer.
2. Şuurlu Müslüman olmalıyız. Şuurlu Müslüman; sorumluluğunun bilincinde olan kimsedir.
3. İman, ibadet, ahlak, muamelat esaslarının yanı sıra Cihad farzı asla ihmal edilmemeli, Cihad farzı bilinmeli ve yaşanmalıdır. Cihad; fıtrata yapılan müdahalelerle mücadele etmektir. İslam ile insan arasındaki engelleri kaldırmaktır.

- “Dini Eğitim” Yok, Eğitim Vardır… diyen D. Ali Taşçı Hocamız çok önemli bir hakikatı hatırlatıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Kimi aileler çocuklarını sokağa salacaklar, kimileri de yavrularına “dini eğitim” verebilmek için onları Kur’an kurslarına göndereceklerdir. Aslında eğitim bir bütündür, öyle olmalıdır. Eğitim, eğitim ise onun yazı kışı yoktur. Eğitim, yine eğitim ise, onun “dini-dünyevi” diye ikiye ayrılan bir yapısı yoktur ve olamaz. Bir tohumu toprağa atarsınız… Ortada bir tohum vardır, tohumla birlikte toprak ve toprakta türlü türlü mineraller vardır. Susuz hayat olamaz, su imdada yetişir. Hava zaten her anı ve yanı kuşatır. Güneş ışığı olmadan olmaz. Bir tohumun ağaca durup meyve verebilmesi için nelerin harekete geçmesi gerekiyor değil mi? Ama hiçbiri arasında kavga yoktur, her biri kendine düşen görevi eksiksizce yerine getirmektedir. Öyle olmazsa zaten tohum, ağaç olmaz.
Bakıyoruz yaz gelince birçok aileye büyük bir telaş kaplıyor, haklı olarak. Neden? “Çocuğuma din eğitimini nasıl verebilirim? “Gerçekten ‘din eğitimi’ diye bir eğitim var mıdır? Tohumun ağaç olma serüveninde toprak, su, hava, ateş(güneş) bir araya geldiler ve kendi üzerlerine düşen görevi yaparak tohumun ağaç olmasını sağladılar. Bu dört unsur “toprak eğitimi, hava, su, güneş eğitimi” diye bir ayrıma gittiler mi? Gitselerdi, tohum ağaç olabilir miydi?
“Dini eğitim” tabiri yanlıştır ve tehlikeli bir tanımlamadır… Eğitim bir bütündür, onun dünyevisi-uhrevisi olmaz…
Eğitim, fıtrat tohumunu hayata hazırlamaktır. Bu tohum (insan) hayata hazır hale gelmişse, onun ticareti, cinsel hayatı, gezip tozması yani hayat algısının tümü bir eğitim içindedir. Tadı nasıl elmadan ayıramıyorsak, Allah’ı ondan nasıl ayıracaksınız? Böyle bir güç var mıdır? O zaman bu çatışmadan kim zararlı çıkacaktır?
Ne demektir “din eğitimi?” “Allah camide söz sahibi, ama başka yerde değil” mi demektir? “Allah, namaza karışır ama ticarete, cinsel hayata yani yaşamın dünyaya dönük yüzüne karışmaz” mı demektir? Bu ne biçim ilahtır ki, her şeye gücü yetmez! (Haşa)
Eğitimse eğitimdir. Değilse, ne ise odur. Eğitilmiş insan, yaratılış gerçeğini kavramış, fıtratıyla tanışmış bir insandır. Bu gerçek anlaşılmadıkça daha havanda çok su döveceğiz demektir. “Okumaktan mana ne, kişi Hakk’ı bilmektir.”
… Bu yaz çocuklarımıza kendilerini tanıtıcı bir çaba içinde olalım; ama kışların da yazların da onları büyüten mevsimler olduğunu unutmadan.
Eğitim, ruh madenini bir kuyumcu gibi işleme sanatıdır. Sarraf olmayana çocuğunuzu zinhar teslim etmeyin.”

- Her bir öğretmeniz ve yardımcı kardeşlerimiz;
- İmanıyla, ahlakıyla, ibadetiyle, ilmiyle, şuuruyla, ihlasıyla ve heyecanıyla örnek-numune birer müslümandır.
- Daima güleryüzlü ve tatlı dillidir, kızmaz ve bağırmaz.
- Doğruyu ve başarıyı ödüllendirir, yanlışı ve başarısızlığı ıslah eder.

- “Gençlerimize bol bol ilahî-marş söyletelim; ilahî koroları kuralım. Yani hergün bir ilahî-marş öğrenmeleri çok önemlidir. Kısaca bunu şöyle ifade ediyorum: 1 ilahî söylemek = 1saat derse. Yani bir ilahî bir saat ders kadar etkilidir. Önemli olan çocuğun zihnini doldurmak değil, gönlünü doldurmaktır. Bunun bir yolu da koro halinde ilahî söyletmektir. İlahî söyletmek bir keyif değil bir ihtiyaçtır.

- Yaz Etkinliklerinde görev alan hocalarımıza ve kardeşlerimize bazı tavsiyelerimiz şunlardır:
• Samimi ve gayretli olunuz. Dünyanın en önemli işini yaptığınızı asla unutmayınız.
• Ders alanlarını mümkün olduğu kadar değiştirin. Açık havada yapmaya gayret edin.
• Dersi örneklerle işleyin
• Dinin hayatın tamamını kapsadığını ve dinin bir bütün olduğunu öğrencilerinize anlatınız
• Her şeyi sevgi merkezli yapın. Kendinizi, arkadaşlarını ve dinimizi sevdiriniz.
• Her şeye rağmen mutlu olmaya, güleryüzlü olmaya gayret ediniz.
• Öğrencilerinizi herşeye rağmen mutlu etmeye çalışınız
• Ortamı süsleyin. İlk gelişte öğrencilerinize hoş geldiniz diyerek kapıda karşılayınız
• Ve yarını heyecanla bekleyiniz, öğrenci sizin heyecanınızla heyecanlansın.
• Oyunlar oynayın. Kaynaşma amaçlı programlar düzenleyin
• Yaz bittikten sonra kışın bir araya gelin
• Öğrenciyi diri tutun.
• Sabrı bırakmayın.
• Aşk ve heyecan dolu olun

• Unutmayınız ki, Sizler Fatih yetiştireceksiniz… Haydi yolunuz açık olsun.


  Hoşsâdalar  
 
bilinmezi bilir, kendini bilen...
 
 

HAYDİ NAMAZA!

haberler
 
Bize burdan ulaşabilirsiniz...
 
HOŞSÂDA MESSENGER
Üye ol! Sen de kazan!
 
 
49216 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol