Hoşsâda-77

HOŞSÂDA
11 Mayıs 2007 Cuma sayı: 77

HAYAT REHBERİMİZ’DEN
DÜŞÜNEN BİR TOPLUMA…

Yüce Allah buyuruyor:
“Rabbin, Sadece Kendisine Kulluk Etmenizi, Ana-Babanıza Da İyi Davranmanızı Kesin Bir Şekilde Emretti.
Onlardan Biri Veya Her İkisi Senin Yanında Yaşlanır-sa, Kendilerine «Of !» Bile Deme; Onları Azarlama; İkisine De Güzel Söz Söyle.
Merhametten Onlara Alçak Gönüllülük Kanatlarını Ger. Ve De Ki: Rabbim; O İkisi, Beni Küçükken (Sevgiyle-Merhametle) Yetiştirdikleri Gibi Sen De Onlara Merhamet Et.”
(İsra 23,24)
Rasulullah aleyhisselam buyurdu:
-Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam gelerek:
"Ey Allah'ın Resûlü, iyi davranıp hoş sohbette bulun-mama en çok kim hak sâhibidir?" diye sordu. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):
-“Annene, yine annene, sonra babana, daha sonra da bunları takip eden tedrici yakınlarına” (Müttefekun aleyh)
-Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Peygambe-rimiz (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün:
-"Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün (perişan olsun)" dedi.
-"Kimin burnu sürtülsün, ey Allah'ın Resulü?" diye so-rulunca şu açıklamada bulundu:
-"Ebeveyninden her ikisinin veya sâdece birinin yaşlı-lığına ulaştığı halde (onlara hizmet edip duasını almayıp) cen-nete giremeyenin.” (Müslim)
-Rabbimiz, bizlere-tüm mümin erkeklere ve hanımlara (bir gün değil) ömrümüz boyunca cennetlik olası ana-babalarımıza güzel-yumuşak söz söyleyip, iyi davranacak, öf bile demeden hizmet edecek ve hayır dualarını alacak şuuru ve bilinci lütfeyle. (Amin)

Şehir ve İstanbul’da Yaşamak…

BEŞ ŞEHİR’DE İSTANBUL
Her şehir kendi Medinemiz’e doğru açılan bir kapı. Her şehir bir ayet kendimize dair. Şehirler kayıp tarihçemiz, şehirler sessiz seslerimiz, şehirler kendiliklerimiz… Hüzünle-rimiz şehirler, yürek ağrılarımız. Aynalarımız… nasılsak öyle göründüğümüz... sevdiklerimiz de şehirlerimiz gibi sıradan-laşmışsa gözümüzde, çok şey kaybetmişiz, demektir kendilik-lerimizden. Çünkü hissiyatımız, maneviyatımız, ruhumuzdur aslında görünen şehirlerimizden.
Ben bir şehre baktığımda diyor Tanpınar, “onun ar-dında insanımı, hayatımı, vatanımın manevi çehresi olan kül-türümü görürüm”
İstanbul… Bizim medeniyetimiz, dini medeniyetti. Be-ğendiği, benimsediği adama ölümünden sonra verilecek bir tek rütbesi vardı: evliyalık. Halkın sevgisini kazanmış adam mübarek tanınır, ölünce veli olurdu. Onun içindir ki İstanbul evliya ile doludur. Bunların başında fetih ordusunun şehitleri gelir… Fetih şehitlerinden sonra devrine, temiz ahlakın, cihad-ı a’zamın mücahede ve murakabeden doğan hikmetin ve sev-ginin izlerini geçiren, hülasa kendi tecrübesini başları için fay-dalı bir şey hâline getiren büyük adam veli olurdu.
Kanuni’nin süt kardeşi Yahya Efendi, biraz evvelkiler-den Sümbül Sinan, halifesi Merkez Efendi, 17. asrın başında bütün İstanbul’a hükmeden Celveti Aziz Mahmud Hüdayi Efendi gibi… Ben Aziz Mahmud Hüdayi’yi Sultan Ahmed Ca-mii’nin temelleri arasında tahayyül ediyorum. Zaman zaman benim için oradan çıkar ve hiçbir hikmetin teselli edemeyeceği bir hüzünle o çok sevdiğim beytini tekrarlar: Günler gelip geç-mekteler / Kuşlar gibi uçmaktalar ..
Evet, günler gelip geçtiler. Fakat zamana sevgi ve inançlarımızın izini geçirenler hala aramızdalar; adları ve ha-yatları bize manevi ufuk oluyor. Artık Sümbül Sinan’dan dünya işlerimiz için medet ummuyoruz, fakat onu ve benzerlerini hayat karşısındaki durumlarıyla seviyor ve övüyoruz.
Unutmayalım ki, Bursa ve İstanbul, eskiler için Mekke ve Medine kadar mübarek şehirlerdi…
Z. Rahşan Gürel

“İSTANBUL KRİTERLERİ” Kitabının Yazarı
İbrahim Paşalı ile İstanbul Üzerine…
…İstanbul’un dünya başkenti olduğunu söylemek ile Avrupa’nın kültürel başkenti olduğunu söylemek, mahiyet itibariyle farklı şeyler. Kimse söylemese de, İstanbul’un dün-yanın başkenti olduğu hakikati, görmezlikten gelinebilir, ama yok edilemez. Avrupa, istediği kadar bağırıp dursun, onların “baş”ı İstanbul değildir; onlarda o “kafa” yok! Onların aklı Konstantinopolis kadardır. Aradaki fark, kelime oyunu değildir: Konstantinopolis, İstanbul’un sadece bir parçasıdır. Çok tek-rarlarım bunu; çünkü bu söz benim için kapıdır: Kudüs’ten, Mekke’den ve Medine’den bahsetmeden İstanbul’dan bahse-dilemez. Aksi takdirde İstanbul’dan değil, onun eski bir parçası olan Konstantinopolis’ten bahsetmiş olursunuz.
…Biraz uzun olacak belki ama Şam’a varabilmek için Anadolu’dan geçmek zorundayız. Bu yolculuktan önce de, Unesco’da bir arkadaşa bakıp çıkalım. Biliyorsunuz, adı Unesco olan, güya insanlığın mirasını koruyan bir kuruluş var. Hikâyesini hatırlar mısınız: Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, yani İstanbul’un başkentliği elinden alındıktan sonra, onun yerini doldurmak için ciddi bir mesai harcadı, savaşın galipleri. Kendilerinin bizden daha akıllı, güçlü ve duyarlı olduklarını; insanlığın birikimini –İstanbul’un değil- kendilerinin temsil etti-ğini iddia ediyorlardı. Öyle bir dünya kuracaklardı ki, insanlar hiçbir alanda artık İstanbul’a bakmak, onu örnek almak zorun-da kalmayacaktı. Neyin önemli, neyin gerekli, neyin korunma-sı gerektiğine biz karar veririz, dediler. Kısa ve öz konuştular: Birleşmiş Milletler, Nato, Unesco ve Unicef. Yenidünyanın temellerini bunlarla attılar… ve Bu temeller zayıftır…
İstanbul beyefendisi ve hanımefendisi denilen kişiler, nerede nasıl davranmasını gerektiğini bilen kişilerdi…
‘Süleymaniye’yi görmeyen, gördüğünde aleykümse-lâm demeyen insanlar dolaşıyor, İstanbul sokaklarında.’ …Mehmet Genç hoca, İstanbul Üniversite’sinde görevli oldu-ğu yıllarda, çok hüzünlü olduğu günlerde, çareyi Süleymani-ye’yi seyretmekte bulurmuş… “Süleymaniye’nin karşısındaki bir kahvehanede oturur, çayımı söyler, bir yarım saat onu seyrederdim, bir şeyim kalmazdı.”…

DUA…DUA…

“Allah’ım, … Seni zikretme, Senin nimetlerine şükret-me ve Sana güzelce ibadet etme konusunda bana yardım eyle.” (Ebu Davud)
“Allah’ım, …Çirkin ahlaktan, çirkin davranışlardan ve çirkin arzulardan Sana sığınırım.” (Tirmizi)
"Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla!" (14/41)


  Hoşsâdalar  

bilinmezi bilir, kendini bilen...
 
 

HAYDİ NAMAZA!

haberler
 
Bize burdan ulaşabilirsiniz...
 
HOŞSÂDA MESSENGER
Üye ol! Sen de kazan!
 
 
46888 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol