Hoşsâda-74
HOŞSÂDA
20 Nisan 2007 Cuma sayı: 74


- Kutlu Doğum Özel -

ALEMLERE RAHMET,
ÖNDERİMİZ ve ÖRNEĞİMİZ
HZ. MUHAMMED
sallallahu aleyhi ve selem

- “Kim, Allah’a ve Rasulü’ne itaat ederse, Allah o kim-seyi altından ırmaklar akan cennetlere koyar…” (Fetih 17)

Rasulullah aleyhisselam;
En Mümin ve En Başarılı Şahsiyet
SÜNNET ve HADİS; kainatın gelmiş geçmiş en mü-min ve hayatta en başarılı insanı olan Peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhisselam’ın, Kur’an-ı Kerim rehberliğinde oluşan sözleri, davranışları ve onaylarıdır.
Peygamberimiz (sav), en mümin şahsiyettir çünkü O’nun Yüce Allah’a teslimiyeti ve itaati mükemmeldi. Pey-gamberimiz (sav) insanlığın en başarılı insanıdır çünkü O (sav), her açıdan karanlığın, cehaletin ve zulmün derekesinde olan insanları dönüştürerek bir inkılap gerçekleştirmiş, 23 yıl gibi kısa bir sürede Saadet Asrı’nı yaşatmıştır.
O halde her alanda ve her zaman maddi ve manevi anlamda başarılı olmak için Rasulullah’ı örnek almamız zaru-ridir.
“Onlar, Allah Rasulü’nü
Çocuklarını Tanıdıkları Gibi Tanırlar”
… Bir Müslüman olarak, Kur’an-ı Kerim’deki şu ayeti kerimeyi her okuyuşta Peygamberimiz’i gereği gibi tanıyama-yışımdan dolayı hep utanmışımdır. Sizlerin de aynı duyguyu yaşayabilmeniz için önce ayetin muhtevasına bakalım: “Bizim kendilerine kitap verdiklerimiz, O’nu çocuklarını tanır gibi tanır-lar. Kendilerini hüsrana uğratanlar, işte O’na inanmayanlardır.”
(En’am, 6/20, ayrıca bkz. Bakara 2/146)
Ayet bir yönüyle Peygamberimiz’in geçmiş ümmetler (Yahudiler, Hrıstiyanlar, vs.) tarafından çocukları gibi tanındı-ğını haber verse de, bir yönüyle de biz Muhammed Ümmetine O’nu öz çocuklarımız gibi tanımamız gerektiği emrediliyor. Bu noktada şu soruyu sormak gerekir; “En iyi tanıdığımız insan kadar Peygamberimiz’i tanıyor muyuz ve O’nu tanıyıp, O’na benzemeye çalışıyor muyuz?”
Kendisi hayatın her alanında ve anında üsve, model olan bir insanı, kendi öz benliğimizden daha iyi tanımalıyız ki; pratiğimizi O’na benzeterek kendimizi mutmain kılıp, ateşten koruyalım. Bizim rehber olarak O’nu tanımaya ve hayatını güncelleştirmeye her an ihtiyacımız vardır.
Peygamberlerin ve Peygamberimiz’in gönderilmesi, onların hayatı yönlendirmede öncü olup İslam toplumlarını örgütlemeleri ve bu yapılanmayla tarihin seyrini değiştirecek önemli olayların gerçekleştirmelerinin adı; “Eyyâm’ullah’tır.” Peygamberimiz’in doğumu da, risaleti de, mücadelesi ve ba-şarıları da “Eyyâm’ullah’tır.” Yani; Rabbani lütufların bol oldu-ğu, insanlığın nimetlere garkolduğu; Allah’ın günleridir.
Doğumunu ve risaletini eyyâm’ullah’tan saydığımız Peygamberimiz’le ilgili anma proğramları O’nun hayatının canlılığını yansıtmalı ve bu hayat, yaşanabilir bir model olarak da sunulmalıdır. Daha açık bir ifade ile söylersek; Hz. Pey-gamber’in hayatını, hayatımızın genişlik boyutunda mektep-leştirerek ve kurumlaştırarak yaşamalıyız.
İdeolojik ve seküler düşüncelerden toplumumuzu mu-hafaza ve İslami olmayan piyasada küfür virüsü taşıyan nes-limizi koruyabilmek için başta Kur’an-ı Kerim sonra da hadis-sünnet külliyatı olmak üzere Peygamber Efendimiz’i insanlığın hayatına acilen taşımak zorundayız.
O’nun dünyaya bakış tarzı, dünya görüşü olarak tercih edilmedikçe ve O’nun pratiğine bağlı bir proje uygulanabilir olarak ortaya konulmadıkça insanlık, özelde de Müslümanlar hep hüsranda olacaktır…

“Sen Onların Aralarında İken,
Allah Onlara Azap Etmez”
…Rasulullah (sav), Yüce Allah’tan Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla aldığı vahyi-ayetleri okur, insanları madden ve manen arındırır, onlara Kitab ve Hikmet’i öğretir. (bak. Bakara 151, Cuma 2,3) Buradaki Kitab; Kur’an-ı Kerim, Hik-met ise Sünnet’tir. Rasulullah’ın davet ve öğretimi kendi ça-ğında yaşamış olanlarla birlikte kıyamete kadar gelecek tüm insanlığı kapsamaktadır. Rasulullah (as) ‘alemlere rahmet’tir.
Rabbimiz (cc); “Sen onların aralarında iken, Allah on-lara azap etmez…” (Enfal 33) buyuruyor. Yüce Allah’ın rahmeti geniş olduğu gibi azabı da çetindir ve bu azaptan kurtulmak isteyenler aralarında Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa aleyhisselam’ı bulundurmalıdırlar.
Şu anda Efendimiz (sav)’in maddi bedeni aramızda değildir, her can gibi o da ölümü tadmıştır. Ancak ve ancak Önderimiz ve Örneğimiz Hz. Muhammed (as)’ın “şayet şu iki emanete uyarsanız sapıtmazsınız” buyurduğu Kur’an ve Sünnet emanetleri ilk günkü gibi aramızdadır. Yaşadığımız çağın şahidleri ve sorumluları olan biz müslümanlar da Rasulullah’ın emaneti olan Kur’an ve Sünnet’e sahip çıkar, Allah’a ve Rasulü’ne itaat eder, İslam’ı hayatımıza taşırsak Rasulullah (as) aramızdadır, bizimledir. İşte bu şekilde oluşan İslam’i ruhumuz ve yaşantımız Rabbimiz’in rahmetini celbedecek, azabını da bizden uzaklaştıracaktır. Rabbimiz bizlere bu şuur ve iradeyi lütfeylesin, yoksa halimiz nice olur…

Yüce Allah’ı ve
Rasulü’nü Sevmek

- “…Müminler’in Allah muhabbeti (sevgisi), diğer tüm muhabbetlerden daha şiddetlidir (daha fazladır)…” (Bakara,165)
- Sevgili Peygamberimiz (sav), dualarında Allah Teala’nın muhabbetini talep ve niyaz ederek :
“Allahım! Sen’den sevgini, Seni sevenlerin sevgisini ve Sen’in sevgine ulaştıracak ameli talep ediyorum. Allah’ım! Sen’in sevgini bana nefsimden, ailemden, malımdan ve soğuk sudan daha sevgili kıl!” buyururdu. (Tirmizi)
- Rasulullah (aleyhisselam) buyurdu:
“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, sizden herhangi bir kimse beni ana-babasından, çocuğundan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz.” (Müslim)
- Allah Teala buyuruyor:
“Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velile-ridir; iyiyi emreder kötülükten alıkorlar; namazı dosdoğru kılar-lar, zekat verirler, Allah'a ve Peygamberine itaat ederler. İşte Allah bunlara rahmet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür, ha-kimdir.” (Tevbe,71)
- “Ey inananlar! Allah'ı çokça zikredin.” (Ahzab, 41)
- “Allah’ı sevmenin alameti, Allah’ı zikretmeyi sevmek-tir.” (Suyuti)
Hayatı Kur’an’la Yaşamak

Bir defasında İbn-i Mesud (ra), Efendimiz’in (sav) is-teği üzerine, Nisa Sûresini okurken, “(Ey Rasul!) Her ümmete bir şahit ve seni de bunlara şahit getirdiğimiz vakit, durumları nasıl olacak?” mealindeki 41. ayete geldiğinde, Şefkat ve Rahmet Peygamberi Nebi (sav), “Şimdilik yeter!” buyurarak, Allah’ın azameti ve kudreti karşısında ağlamıştır. (Buhari)
Efendimiz (as), Kur’anla yaşayan, Kur’anla düşünen, Kur’anla ahlaklanan ve Kur’anla duygulanan bir insandı. O (sav), adeta ‘yürüyen Kur’an’dı.

“Rasulullah Aleyhisselam,
Bizi Yalnız Allah’a Çağırdı”
(Müthiş bir İtiraf)

Mekke'de gördükleri zulüm ve işkence yüzünden Ha-beşistan'a göç etmek zorunda kalan ilk Müslümanlardan Cafer b. Ebi Talip (ra), Habeş kralına hicrete mecbur olduklarının sebeblerini anlatırken, bakınız neler söylüyor:
"Ey hükümdar, biz cehalet içinde yaşayan bir millet idik, ellerimizle yaptığımız putlara tapıyor, laşe yiyorduk. Zina ve fuhuş yapıyorduk. Akraba ile münasabeti kesiyor, komşula-rımıza kötülük yapıyorduk. Kuvvetli olanımız zayıf olanı ezi-yordu.
Biz toplum olarak bu halde yaşarken Allah Teâlâ bize acıdı, lütfederek içimizden birini Peygamber gönderdi. Soyu, iffeti ve dürüstlüğü hepimizce bilinen birisi. Rasulullah (sav), bizi yalnız ve yalnız bir olan Allah'a ibadet etmeye çağırdı. Atalarımızın tapına geldikleri ağaç ve taş parçalarını terketmemizi söyledi. Bize doğru söylemeyi, emanete ve ak-rabalık bağlarına riayat etmeyi, komşularla güzel geçinmeyi; kan dökmekten ve haram olan şeylerden sakınmayı öğütledi. Bizi fuhuştan, yalandan, yetim malı yemekten, namuslu kadın-lara iffetsizlik iftirasında bulunmaktan uzak durmayı emretti.
Allah'a ibadet edip O'na hiçbir suretle ortak koşma-mayı emretti. Namaz kılmaya, sadaka vermeye ve iyilik yap-maya bizi çağırdı. Biz de O’na inandık, getirdiği dini kabul ettik. Onun haram dediğini haram bildik, helâl dediğini helâl tanıdık.
Bundan dolayı içinde yaşadığımız, her yönü ile ko-kuşmuş cahili toplum bize düşman kesildi, eziyet ve işkence yapmaya başladı. Bu sebeple biz de hicret ederek ülkenize geldik." (İbn Hişam, c.1, s. 336)
Her şeyi yaratan, yaşatan ve nimetlendiren Yüce Al-lah (cc) buyuruyor:
"Ey Muhammed, Biz Seni bütün insanlara ancak MÜJDECİ VE UYARICI olarak göndermişizdir. Fakat insanla-rın çoğu bunu bilmezler." (Sebe 28)

İslam Uğruna

İslâm’a davet için gösterdiği gayreti ve çektiği çileyi Sevgili Peygamberimiz (sav) şöyle anlatıyor:
“Allah yolunda bana yapılan eziyet hiç kimseye yapıl-mamıştır. Öyle bir otuz gün ve otuz gece geçirdim ki, ne be-nim ne de Bilal (ra)’ın yiyecek bir şeyi vardı”. (İmam Ahmet)
“Ey insanlar! Allah’tan başka ilah yoktur, deyin, kurtu-lursunuz.” deyince kafirlerden bir kısmı Rasûlullah’ın yüzüne tükürüyor, bazısı O’na taş, toprak atıyor, bazısı da küfrediyor-du. Hatta bir gün öğleye kadar böyle devam ettiler. Sonra Peygamberimiz’in kızı Zeynep (ra), su ile koştu geldi. Babası-nın mübarek yüzünü hem yıkadı, hem de ağladı.
Kızı Zeynep’in üzüldüğünü gören Efendimiz (sav), “Yavrucuğum! Babanın zelil olacağından korkma, Allah (cc) babanı koruyor”, buyurdular.

Allah’a Teslimiyet, Sıkıntı Ve Sabır

- Allah Teala buyuruyor:
“(İnsanları) Allah'a Davet Edip Çağıran, Hayırlı İşler Yapan Ve "Ben Müslümanlardanım" Diyen Kimseden Daha Güzel Sözlü Kimdir?” (Fussilet 33)

- Sevgili Peygamberimiz (sav), sadece ve sadece İs-lam’a davet amacıyla gittiği, pek meşakkatli Taif yolculuğun-dan, oradaki insanların düşmanlığı sonucu elleri ve ayakları kanlar içinde dönerken Rabbimiz’e şöyle yakarıyordu:
“… İlahi! Eğer bana karşı gazaplı değilsen, çektiğim mihnetlere, belalara hiç aldırmam. Fakat Sen’in lütuf ve ihsa-nın, benim için daha geniştir. İlahi! Gazabına uğramaktan, rızasızlığına duçar olmaktan Sana sığınırım… İlahi! Sen razı olasıya kadar affını diliyorum. Bütün kuvvet ve her kudret an-cak Sen’dendir, Ya Rabbi!” (İbn-i Hişam)

Salat ve Selam
O’na (sav) Olsun

“Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salavât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salavât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (Ahzab,56)
Sana binlerce salat-ü selam olsun,
Ey Allah’ın Rasulü…Allahümme salli ala Muhammed.


  Hoşsâdalar  

bilinmezi bilir, kendini bilen...
 
 

HAYDİ NAMAZA!

haberler
 
Bize burdan ulaşabilirsiniz...
 
HOŞSÂDA MESSENGER
Üye ol! Sen de kazan!
 
 
46882 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol