Uçuş Denemeleri’nden…

ŞİKAYET EDENLERE…

Sabah işe giderken, otoban kenarındaki yeşil alanda bir köpek gördüm. Köpeğin sağ arka bacağı yoktu. Bu eksikli-ğine rağmen, güneşli bir İstanbul sabahında, çimlere sırt üstü yatmış, kendi kendine oynuyordu. Kalbim ışıdı.
Bir köpek bile, başına gelen felakete rağmen, nasıl da şükrediyor, kendisine verilen cana nasıl da saygı duyuyordu.
En ufak bir sıkıntıda isyan eden, sesini yükselten kişi-lere duyurulur…

DÜNYAYA ÇARPMAK…

Nerede bir cenaze görsem, vaktim müsaitse eğer, hemen cenazenin peşine takılıyor, namazını kılıyor, hakkımı helal ediyor, mezarlığa gidiyor, gömülene kadar rahmetlinin yakınıymış gibi davranıyorum.
Bir cenaze daha. Cenaze arabası önden gitti, yirmi ki-şi kadar olan bizler, camiye yürüyerek gittik. Yolda, döviz bü-rosunun önünden geçerken, neredeyse herkes, başını döviz bürosunun elektronik panosuna çevirdi ve o an, grup biraz yavaşladı. Ben, hemen önümdeki hacı amcaya çarptım.
Aslında hacı amcaya değil, dünyaya çarptım…
İbrahim Tenekeci

HAYDİ NAMAZA, HAYDİ KURTULUŞA

- “Mümin erkekler ve mümin kadınlar, birbirlerinin veli-leridir;
iyiyi emreder, kötülükten vazgeçirirler;
namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler,
Allah'a ve Peygamberi’ne itaat ederler.
İşte Allah, bunlara rahmet edecektir.
Allah, şüphesiz güçlüdür, hakimdir.” (Tevbe,71)

Namaz, imanımızın alametidir. İmandan Sonra En Büyük Hakikat; NAMAZ’dır. Namaz, iman ile küfür arasında bulunan perdedir.
Bir alime sordular: - “Hocam namaz kılmayan, kafir olur mu?” O alim zat şöyle cevap verdi:
- “Evladım, Namaz Kılmayan Kafir Olmaz. Ancak Ka-firler, Namaz Kılmaz.”

PEKİ, NASIL BİR NAMAZ?

Temizlenip güzelce abdest alınarak huşu ve samimi-yetle dosdoğru ikame edilen (kılınan) bir namaz…
Seccadenin üzerinde kalmayan, hayatımıza hakim olan, ailemize, işimize, insani ilişkilerimize ışık veren bir na-maz…
İki cihan saadetimize, kurtuluşumuza vesile olan, ce-maatle eda edilen, imanımızı, güzel ahlakımızı, kardeşliğimizi ve fedakarlığımızı arttıran bir namaz…

-“Ey İnananlar! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım is-teyin. Çünkü Allah, muhakkak ki sabredenlerle beraberdir.” (Bakara,153)
-“O (Müminler) ki, namazlarını sürekli kılarlar.” (Mearic,23)
-“Muhammed (as), Allah'ın elçisidir.
Beraberinde bulunanlar (müminler) da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler.
Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün.
Allah'tan lütuf ve rıza isterler.
Onlar, yüzlerindeki secde izinden tanınırlar…” (Fetih,29)
-“İşin (dinin) başı İslam ve iman, direği namaz, zirvesi ise cihat’tır.” (Tirmizi)
Seccedelerde, camilerde ve dualarda buluşmak niya-zıyla…



İSLAM, İMAN, İHSAN ve KIYAMET ALAMETLERİ

Hz. Ömer İbnu'l-Hattâb (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Ben Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in ya-nında oturuyordum. Derken elbisesi bembeyaz, saçları simsi-yah bir adam yanımıza çıkageldi.
Üzerinde, yolculuğa delalet eder hiçbir belirti yoktu. Üstelik içimizden kimse onu tanımıyordu da. Gelip Hz. Pey-gamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in önüne oturup dizlerini dizlerine dayadı. Ellerini dizlerinin üstüne hürmetle-edeble koyduktan sonra sormaya başladı:
-“Ey Muhammed! Bana İslâm hakkında bilgi ver!” Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) açıkladı:
-"İslâm; Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed-'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet etmen, namaz kıl-man, zekât vermen, Ramazan orucu tutman, gücün yettiği takdirde Beytullah'a haccetmendir." O zat:
"- Doğru söyledin" diye tasdîk etti. Biz hem sorup hem de söyleneni tasdik etmesine hayret ettik. Sonra tekrar sordu:
-"Bana iman hakkında bilgi ver?" Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) açıkladı:
-"İman; Allah'a, meleklerine, kitablarına, peygamberle-rine, âhiret gününe inanmandır. Kadere yani hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna da inanmandır." Tekrar:
-"Doğru söyledin!" diye tasdik etti. Sonra tekrar sor-du:
-"Bana ihsan hakkında bilgi ver?" Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) açıkladı:
-"İhsan; Allah'ı sanki gözlerinle görüyormuşsun gibi Allah'a ibadet etmendir. Sen O'nu görmesen de O seni görü-yor. (Bunu kesin olarak bilmen ve inanmandır)" O zat tekrar sordu:
-"Bana kıyamet(in ne zaman kopacağı) hakkında bilgi ver?" Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bu sefer:
-"Kıyamet hakkında kendisinden sorulan, sorandan daha fazla birşey bilmiyor!" karşılığını verdi ve şu ayeti okudu: "Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru O indirir. Rahimlerde bulunanı O bilir. Kimse yarın ne kazanaca-ğını bilmez. Ve hiç kimse nerede öleceğini bilmez..." (Lokman: 31/34)
Misafir zat: - "Öyleyse kıyametin alâmetinden haber ver!" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şu açık-lamayı yaptı:
-"Köle kadınların efendilerini doğurmaları, yalın ayak, üstü çıplak, fakir davar çobanlarının yüksek binalar yapmada yarıştıklarını görmen, kıyamet alametlerindendir."
Bu söz üzerine o zat, izin isteyip kalktı ve bir anda gözden kayboldu.
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm); - “Ey Ömer, sual soran bu zatın kim olduğunu biliyor musun?” dedi. Ben:
-"Allah ve Resûlü daha iyi bilir" deyince şu açıklamayı yaptı:
-"Bu zat, Cebrail aleyhisselâm’dı. Size dininizi öğret-meye geldi." (Müttefakunaleyh –Buhari ve Müslim-)

Ebu Dâvud, bir başka rivayette "Ramazan orucu"ndan sonra "cünüblükten yıkanmak" maddesini de ilâve eder. Yine Ebu Dâvud'un bir başka rivayetinde şu ziyâde vardır: Saha-beden biri sordu:
-"Ey Allah'ın Resûlü, hangi işi yapıyoruz, olup bitmiş (levh-i mahfuza kaydı geçmiş) bir işi mi, yoksa (henüz levh-i mahfuza geçmemiş) şu anda yeni başlanacak olan bir işi mi?" Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
-"Olup biten bir işi" dedi. Adamcağız -veya cemaatten biri- yine sordu:
-“Öyleyse niye çalışılsın ki?” Hz. peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şu açıklamada bulundu:
-"Cennet ehli olanlara cennetliklerin ameli müyesser kılınır, ateş ehli olanlara da cehennemliklerin ameli müyesser kılınır."

KISACA;

* İslam Dini, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (As)’A Tabi Olup, İlahi Aşkı Tanımak, Tatmak Ve Aleme Yaymaktır. Din, Yüce Allah İle Aciz Kulu Arasındaki Aşk Sözleşmesidir. Din, İlahi Hükümlerin Bütünüdür.
* Kıyamete Kadar Gelecek Bütün İnsanlar, Kur’an’dan, Rasulullah’tan, İslam’dan Sorumludur.
* İslam; İman Esasları, İbadetler, Ahlak Ve Hukuk Esaslarını İçerir.

Tavsiye Bir Kitap:
Fıtratın Aşk Çağrısı,
D. Ali TAŞÇI, Nesil Yayınları


DURUŞ

- “Müslüman; Güçlünün Değil, Daima Hakk’ın Ve Hak-lının Yanında Yer Alan Kişidir.”

  Hoşsâdalar