Hoşsâda-173
“Âvâzeyi bu aleme Davud gibi sal,
Bâki kalan bu kubbede bir hoşsâda imiş”(Bâki)

H O Ş S Â D A


05 Haziran 2009 Cuma
12 c.ahir 1430
sayı: 173


DİKKAT ÜÇ TEHLİKE: MASA, KASA NİSA

Geçen gün, dostlar meclisinde bir dostumuz bana çok önemli bir hakikati şöyle formüle ederek açıklamıştı; “Şuurlu Müslüman para konularında, kadınlarla ilişkilerinde ve makam ve mevki açısından yoğun bir imtihanla karşı karşıyadır” dedi ve bunu “Masa, Kasa, Nisa” şeklinde kısa ve özlü bir şekilde formüle etmişti. İşte biz bugünkü makalemizde kıymetli dava kardeşlerimizi bu üç konuda düşünmeye ve zaaflarımız var ise düzeltmeye davet etmek istiyorum.

Şimdi bu üç konuyu teker, teker ele alalım;

MASA: Bundan kasıt her türlü makam ve mevki, şan ve şöhret konularıdır. Şuurlu bir Müslüman davası için yaptığı çalışmalarda makam ve mevki konularına dikkat etmelidir. Dava adamını hem insanlar nezdinde hem de Allah (cc) indinde, bu konularda zafiyet gösterince sadece kendisine değil kendisini seven ve kendisine itimat eden insanların sevgilerine ve itimatlarına layık olmadığı bir durum ortaya çıkarır. Böylece onların kendisine bağladığı ümitleri istismar etmiş ve hepsini hayal kırıklığına sürüklemiş olur. Bu konu üzerinde hem Kur’an-ı Kerimde hem de hadis-i şerifler de çok önemli ikazlar vardır.

Kur’an-ı kerim’de şöyle buyruluyor:
- “Hayır siz, dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa ki ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.” (A’la Suresi 16-17)

- “Hayır siz şu çabuk geçen (dünyay)ı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.” (Kıyamet Suresi 20-21)

- “Bunlar, şu çabuk geçen (dünyay)ı seviyorlar da önlerinde ki ağır bir günü bırakıyor (ihmal ediyor)lar “ (İnsan Suresi 27)

- Tevbe Suresi 38: “Ey iman edenler! Size ne oldu ki “Allah yolunda cihada çıkın” denilince olduğunuz yere yığılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına razı mı oldunuz? Fakat dünya hayatının zevki ahiretin yanında ancak pek az bir şeydir.”

Şu bir gerçektir ki makam ve mevki hırsı dünyalıkları öne geçirip makam ve mevkîye takılıp kalmayı beraberinde getiriyor. Esas gayemiz olan Allah Rızasını arkaya atıyor.Bu da “Masa” imtihanını kaybetmiş olmamız neticesini doğuruyor.Bu bakımdan masa imtihanını geçemeyen Müslüman makam ve mevkilere gelmemeli ve getirilmemelidir. Aksi takdirde imtihanı kaybetmiş olmak günahımızı artırmış olmak demek olacaktır.

KASA: Kasa demek bütün mali ve akçeli işler demektir. Şuurlu bir Müslüman hele davası yolunda önemli görevlerde bulunuyorsa helalinden kazanıp helal yollara harcamasını iyi öğrenmelidir. Haram kazanç ateştir. Sonunda haramdan yapılan harcamalar ayrı bir faciadır. Hak yolunda yürümeye çalışan dava erleri ne haram kazanmalı ne de harama harcama yapmamalıdır. Bu konularda bir çok ayeti kerime ve hadis-i şerifler mevcuttur.

- “Hiçbir Peygambere ganimet malını gizlemesi, devlet –millet malını çalması yaraşmaz. Kim böyle bir aşırma ve ihanette bulunursa kıyamet günü aşırdığını boynuna yüklenerek getirir. Sonra da herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir, onlar haksızlığa da uğramazlar.” (Al-i İmran 161)

Bu ayeti kerimede Yüce Rabbimiz bizlere devlet ve millet malının haksız olarak elde edilmesini kıyamet gününde nasıl bir ceza ile karşılaşacağımız konusunda çok ağır bir şekilde uyarmaktadır.

Yine Yüce Peygamberimiz sav “Zekat toplamak üzere görevlendirdiği memurlardan birisinin hediye aldığını görünce o kimseye “Sen annenin evinde otursaydın (biz seni bu makama getirmeseydik) bu sana verilir miydi sorusu üzerine “Hayır” cevabını alınca öyle ise bu hediye aldığını zannetiğin şeyi de hazine malına kat bakalım” onu mevcut zekat toplama görevinden azlettiğini hepimiz biliyoruz.Durum böyle olunca dava adamı sarf ettiği paranın nereden gelip nereye sarf edildiğini bilmek ve bunu helal ve meşru yollardan gidermek mecburiyetindedir. Aksi takdirde “KASA” zafiyeti kendisine güvenen ve itimat eden insanların hüsn-ü zanlarını kaybetmesine ve yükseldiği bu makamdan tepe-taklak aşağıya düşmesine sebebiyet verebilir.

NİSA (KADIN): Bu konu dava adamının en önemli imtihan konusudur. Nice insanlar kadın konusunda imtihanı kaybetmişlerdir. Nice kadınlar da erkeklerle fitneye düşmüşlerdir.Bu konuda zinanın her türlüsünün yasaklanması, kadın erkek ilişkilerinde mahremiyete azami şekilde dikkat edilmesi bu imtihandan yüz akı ile çıkabilmenin ön şartı olduğunu bilmek ve ona göre davranmak durumundayız.

Hele hele davanın ön kademelerinde olan insanlar kadın konusunda çok daha dikkatli olmak durumundadırlar. Kur’an ve Sünnetin öngörmediği şekilde kadınları hiç gerekmediği halde sırf başkaları çeşitli davranışlarıyla öne çıkarmalarından dolayı bizlerde onlara kıyasla sanki onlar doğru yapıyormuş gibi yapmamalıyız. Bu konularda örneğimiz Yüce Peygamberimiz (sav) ve İslam büyüklerinin davranışları olmalıdır.Kadın teşhir edilecek bir mal olmadığından onu İslam’ın öngördüğü yapıda yerli yerinde tutmak asıldır.

Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Erkekler için kadınlardan daha zararlı bir fitne unsuru bırakmadım.” (Buhari, Nikah: 17)

Bu hadis-i şerif bizlere çok önemli bir uyarıda bulunuyor. Çeşitli idari kademelerde görev alanlar bu konularda zafiyet göstermeleri durumunda kendilerine itimat edilen diğer konularda da güvenilirliklerini kaybetmiş olurlar.

Bu üç konuda Yüce Rabbimiz’den dileğimiz; bizi ağır imtihanlara tabi tutmaması ve dünya imtihanını yüz akıyla vermemizi nasip etmesidir.
Muhittin YILDIRIM, Ajans5


İSLAM İÇİN ASIL TEHLİKE
Güdümlü zihinler Obama’nın Mısır’daki konferanstaki konuşmasını alkışlarla karşılarken, Obama’nın hangi derin stratejinin temsilcisi olduğunun farkında bile değil.
Son yarım asırdır sözde medeni devletlerin gerisinde kalan gelişememiş , kuyruk ve peyk ülkeler hakline getirilerek geri bırakılmış İslam topraklarındaki halkların uyanışından sonra Siyonist ve emperyalist ülkeler yeni varyasyon denemelerinde bulunmak zorundadır.
Kabul etmek lazım ki Siyonizm için ve Evangelist hristiyanlık veya haçlı birliği için değişmez ve tükenmez tehlike her zaman İSLAM olmuştur. Bu gard bizim dışımızdaki ülkeler ve onların ideolojileri için asla değişmemiştir ve değişmeyecektir.
Türlü zeminlerde diyalog, hümanizma vesaire gibi türlü söylemlerle İslam’ın “İlayı Kelimetullah” yönünü yok varsayıp onu protestanlaştırmaya çalışanların varlığını hepimiz biliyoruz.
ABD nin ve onun perde gerisindeki sermaye yapısı olan Siyonist gücün aklettiğini görmemek ve öteden beri planladıkları şeyi bugün harekete geçirdiklerini görmezden gelmek ne garip bir zihin yapısıdır..
Obama’nın Mısır’da “ Selamünaleyküm” demesini alkışlayanlar ABD ve Dünyanın Obama’nın aklına ve ideolojisine terk edilecek kadar ucuz olduğunu mu sanıyorlar..?
Yani koskoca dünyanın müesses nizamını Obama’nın Barrac’lığına bağlayanlar ya hiçbir şey bilmiyor, ya da aynı oyunun parçası..
Mısır..
İhvanı Müslimin gibi bir teşkilatı üreten , Seyyit Kutup, Hasan El Benna gibi düşünce adamlarını yetiştiren, İslam Hukuku, Ekonomisi gibi perspetkifler ortaya koyan mütefekkirler vaz eden bir ülkenin bu gösteri için seçilmesi de manidardır.
Bu oyun İslamı Protestanlaştırmak ve Siyonizmin güdümünde müslümanları gül gibi yaşatmaktır.
Daha önce vurarak yaptıklarını, şimdi severek (!) yapacaklar..
Yat Kalk..Namaz..Oruç...Hac..Zekat..
6 Haziran 2009 - 10:27:27 – Bugün, Ahmet Ali KOÇ



  Hoşsâdalar  
bilinmezi bilir, kendini bilen...
 
 

HAYDİ NAMAZA!

haberler
 
Bize burdan ulaşabilirsiniz...
 
HOŞSÂDA MESSENGER
Üye ol! Sen de kazan!
 
 
46879 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol