Hoşsâda-167
“Âvâzeyi bu aleme Davud gibi sal,
Bâki kalan bu kubbede bir hoşsâda imiş”(Bâki)

H O Ş S Â D A


10 Nisan 2009
15 R. Ahir 1430 Cuma
sayı: 167



BİR KİŞİNİN HİDAYETİNE VESİLE OLMAK…

Hz. Peygamber’in (sav) Hayber Savaşı’nda Hz Ali’ye (ra) Halkı İslâm’a Davet Emri…
- Allah’ın Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem, Hayber gününde “Andolsun, ben şu bayrağı yarın bir kişiye vereceğim ki Allah onun eliyle Hayber’i fethedecektir. O, Allah ve Rasûlü’nü sever, Allah ve Rasûlü de onu severler” diye buyurdu. Sahabiler o gece sabaha kadar bayrağın kime verileceğini, o kişinin kim olacağını müzakere edip durdular. Sabahleyin sahabe Rasûlullah’ın yanına geldi. Herkes bayrağın kendisine verileceğini ümid ediyordu. Rasûl-ü Ekrem “Ebu Talib’in oğlu Al (ra)i nerededir?” dedi. Sahabe “Ey Allah’ın Rasûlü! Onun gözleri ağrıyor. Onun için buraya gelemedi” deyince, Rasûl-ü Ekrem birisini göndererek onu çağırdı. Hz. Ali geldi ve Hz. Peygamber, Hz. Ali’nin mübarek gözlerine tükürüğünü sürdü. Ona dua etti. Hiç hasta olmamış gibi biiznillah şifayab oldu. Resûlü Ekrem bayrağı ona verdi. Hz. Ali: “Ey Allah’ın Rasûlü! Onlar bizim gibi oluncaya kadar onlarla mücadele edeceğiz, savaşacağız” dedi.
Allah’ın Rasûlü; “Git! Onların sahasına girinceye kadar devam et. Sonra onları İslâm’a davet et. Onlara İslâm’da Allah’ın haklarından neler var olduğunu haber ver. Allah’a yemin ederim, eğer senin vasıtanla Cenabı Hak bir kişiyi hidayete getirirse, bu senin için kırmızı develerden daha hayırlıdır” buyurdu.

Ahiret Azabının Şiddeti,
Allah Yolunda Açlık Çekenlere İsabet Etmez

Ebu Hureyre şöyle anlatıyor: Peygamberimiz oturarak namaz kılarken ben huzuruna girerek
“Ey Allah’ın Rasûlü! Bakıyorum oturarak namaz kılıyorsun? Sana isabet eden nedir?” dedim. Hz. Peygamber (sav): “Ey Ebu Hureyre! Açlıktır” dedi. Bunun üzerine ben ağladım, bana “Ey Ebu Hureyre! Ağlama, kesinlikle kıyamet gününde, hesabın şiddeti dünyada Allah rızası için açlık çekene isabet etmez” buyurdu.

Hz. PEYGAMBER’İN (sav) HAYÂSI

- Hz. Peygamber (sav) perde arkasındaki bakire bir kızın hayasından daha fazla bir hayaya sahipti. (Buhari)
- Hz. Peygamber’in, bir şeyin hoşuna gitmediği yüzünden belli olurdu. (Müslim)

MÜSLÜMANIN KIYAMET GÜNÜNDE AZABTAN KORKMASI

Hz. Peygamber’in Bazı Cehennem Âyetlerinden ve Âhiret Ahvâlinden Korkması
- Ebubekir Sıddîk (ra) bir gün Hz. Peygamber’e (sav): “Ey Allah’ın Rasûlü! İhtiyarlamış olduğunu görüyorum!” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve selem; “Beni Hûd, Vâkıa, Mürselât, Amme yetesâelûn ve İze’s-şemsü küvvirat sûreleri ihtiyarlattı” buyurdu.

- Bir gün Hz. Ömer (ra); “Ey Allah’ın Rasûlü! Saçlarınız ve sakallarınız ne de çabuk beyazlaştı” deyince Hz. Peygamberimiz (sav); “Hûd ve kardeşleri olan Vâkra, Amme yetesâelûn ve İze’ş-şemsü küvvirat sûreleri beni ihtiyarlattı” buyurdular.

- Hz. Peygamber (sav) bir keresinde “Sûr’a üfürmekle görevli olan İsrafil onu ağzına almış, kulak kabartarak kendisine ne zaman emir geleceğini bekleyip dururken ben hayattan nasıl tat alabilirim?” buyurdular. Bunun üzerine sahabiler “Ey Allah’ın Rasûlü! O halde biz ne diyelim?” diye sordular.
Hz. Peygamber (sav) “Allah bize kâfidir ve O ne güzel vekildir. Biz O’na tevekkül ederiz (Hasbüna’I-lâhu ve ni’me’l-vekîl, ale’l-lâhi tevekkelnâ!)” buyurdular.
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/171)

HZ. PEYGAMBER’İN AĞLAMASI

- Abdullah b. Mes’ud (r.a) şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber (sav) bir gün “Bana Kur’an oku!” dediler. Ben de “Ey Allah’ın Rasûlü! Kur’an sana inmiş olduğu halde sen benden sana Kur’an okumamı mı istiyorsun?” dedim.
Bunun üzerine “Kur’an’ı başkasından dinlemek hoşuma gidiyor” buyurdular. Böylece İsrâ Sûresi’ni okumaya başladım. “Acaba her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de bunların üzerine şahit kıldığımız zaman (halleri) ne olacaktır” mealindeki 41. âyete geldiğimde “Yeter!” buyurdular. Baktığımda gözlerinden yaşlar akıyordu. Bidâye VI/59 (Buhari’den).

BİR ÂYETİN İNİŞİ ÜZERİNE SUFFA ASHÂBININ AĞLAMALARI

- Ebu Hüreyre şöyle anlatıyor: “Şimdi siz bu sözden (Kur’an’dan) mı hayrete düşüyorsunuz? (Günahlarınıza) ağlamıyorsunuz da (Kur’an ile alay ederek) gülüyorsunuz” mealindeki Necm Sûresi 59 ve 60. âyetleri nâzil olduğunda Suffa ashâbı ağladılar. Öyle ki gözyaşları, yanaklarının üzerinden süzülüyordu. Onların ağlamasını işiten Hz. Peygamber (sav) de ağlamaya başladı. Hz. Peygamberimiz (sav) “Allah korkusundan ağlayan bir kimse cehennem ateşine girmez. Günah üzerinde ısrar eden de cennete giremez. Eğer siz günah işlemeyecek olsaydınız Allah Teâlâ sizin yerinize kendilerini affedebileceği, günah işleyen bir kavim getirecekti” buyurdular.
(Terğib V/190 (Beyhaki’den)., Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/176.)

RASULULLAH (sav)’in GÜLMELERİ VE TEBESSÜM ETMELERİ

- Hz. Âişe şöyle buyuruyor: “Ben Hz. Peygamber’in azı dişleri görünecek şekilde güldüğünü görmedim. O ancak tebessüm ederdi.
- Abdullah b. Hâris b. Cez’ şunları söylüyor: “Hz. Peygamber’den daha fazla gülümseyen bir kimse görmedim. O hiç bir zaman gülmez, ancak tebessüm ederdi”.
- Simâk şöyle anlatıyor: Câbir b. Semüre’ye “Sen Hz. Peygamber’le hiç oturdun mu?” diye sordum. “Evet, çok oturdum” diyerek şunları söyledi: “Hz. Peygamber sabah namazını kıldıklarında güneş doğuncaya kadar yerlerinden ayrılmazlardı. Bu arada sahabiler kendi aralarında konuşurlar, câhiliye dönemindeki hallerinden bahsederek gülüşürlerdi. Hz. Peygamber’se sadece tebessüm ederlerdi”.
- Simâk şöyle anlatıyor: Câbir b Semüre’ye Hz. Peygamber’le oturup oturmadığını sordum. Şunları söyledi: “Çok oturdum. O çok az konuşur ve çok az gülerlerdi. Ashâb çoğu zaman huzurunda şiirler okur, o da onların durumları hakkında birşeyler söylerdi. Sahabiler güler, o ise tebessümle yetinirdi”
- el-Husayn b. Yezid el-Kelbî (r.a.) şöyle diyor: “Ben Hz. Peygamber’i gülerken hiç görmedim. O ancak tebessüm ederdi. Çoğu zaman da açlıktan karnına taş bağlardı”
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/189.)

RASULULLAH (sav) SEVGİSİ

Bütün bir İslam medeniyeti O’nun sevgisiyle yoğrulmuştur. Mevlidler, naatler, gazeller yazılmıştır, yıllar boyu. İlahiler onun için söylenmiş, mersiyeler düşülmüştür.
Ruhum sana, varlık sana hayrandır efendim,
Bir ben değil alem sana kurbandır efendim
Ecram ü felek levhü kalem mest-i negahım
Didarına aşık ulu Yezdandır Efendim
Mahşerde nebiler bile senden medet ister
Rahmet diyen âlemlere, Rahmandır efendim
Ali Ulvi KURUCU
Yunus Feryad eder;
“Gül yüzünü rüyamızda görelim Ya Rasullullah
Gül bahçene dünyamızda girelim Ya Resulullah

Peygamber Efendimiz (sav)’in remzi “gül”dür. Gül bahçeleri onu hatırlatır bize. Edebiyatımız gülle aşkla doludur. Bunun örneklerini vermeye gücümüz yetmez.

Bir gün ben şahımı gördüm
Çeşmi cemali güldür, gül
Oturmuş postun üstüne
Postu destarı güldür, gül.

Kimileri arar ömür boyu. Onun aşkından dolanır durur.
“Arayı arayı bulsam izini Mevlam
İzinin tozuna sürsem yünümü
Hak nasib eylese görsem yüzünü
Ya Muhammed (sav) canım arzular seni”

  Hoşsâdalar  
bilinmezi bilir, kendini bilen...
 
 

HAYDİ NAMAZA!

haberler
 
Bize burdan ulaşabilirsiniz...
 
HOŞSÂDA MESSENGER
Üye ol! Sen de kazan!
 
 
46884 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol