Hoşsâda-155


H O Ş S Â D A
“Âvâzeyi bu aleme Davud gibi sal,
Bâki kalan bu kubbede bir hoşsâda imiş”(Bâki)
12 Aralık 2008 – 14 Zilhicce 1429 Cuma ……  sayı: 155 HOŞSÂDA… 155 Haftadır, aralıksız her hafta Cuma günleri devam eden mütevazı bir çalışma…

 



Altı Çizili Satırlar…

            - Rabbimiz buyuruyor: “İnsanları Allah'a davet eden, salih ameller yapan ve  ‘ben şüphesiz müslümanlardanım’ diyen kimselerden daha güzel sözlü kim olabilir?” (Fussilet, 33)

            - Rasulullah (sav) buyuruyor: “İnsanların en hayırlısı, diğer insanlara faydalı olandır.”

            - “Ya ümitsizsiniz. Ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz. Ya da çare sizsiniz.”  (Behçet Necatigil)

            - “Kendini Hak ile meşgul etmezsen, batıl seni işgal eder.” (İmâm-ı Şâfîi)

            - "Kendinle beraber başkalarının saadeti için yaşanan bir hayat, yaşamaya değer erdemli bir hayattır."

- “Kendi hedeflerinin aktörü olamayanlar, başkalarının hedefleri için ancak “FİGÜRAN” olabilirler.” (İsmail Hakkı Kar)

- “İnanıyorum ki hayat; % 10 başıma gelenlerden, % 90 benim ona nasıl tepki verdiğimden oluşuyor.” (Charles Swındoll)

- “En büyük zafer düşmemek değil, düştükten sonra kalkabilmektir.”

            - “Tarih dilenenlerin değil direnenlerin kazandığının şahididir.” (Milli Görüş Lideri, Prof. Dr. Necmettin Erbakan)

            - “Biz, İslam’ın, Müslümanlar’ın ve bütün insanlığın hizmetinde olduğumuzun şuurundayız. Vazifelerimiz bize verilmiş birer emanettir. İlimizin evliyasından da,  eşkıyasından da mesulüz.

            “Görevlerimiz nefsi tatmin aracı değil, insanlığa hizmet aracıdır. Mazeret bulmaya değil iş üretmeye, Allah’ın (c.c.) rızasını zerrede bile olsa aramaya gayret etmeliyiz.

            Çalışmalarımızın en önemli özelliği kader birliği, gönül seferberliği ve ağız tadıyla çalışmaktır.

            Kardeşlerimizin her biri muhabbet fedaisi olmalıdır. Birlikte yürüdüğümüz insanlara, kadrolarımıza çalışma ve iş yapma hazzını tattırmalıyız. Onların ellerinden tutup, cennete itekler duruma getirmeliyiz. Bunun da en güzel yolu, lisanı hal ile örnek olmaktır.

            Üstünlük ve gücün, görev ve rütbelerimizden değil teşkilat yapısı ve düşüncesi içerisinde teşkilat modelimize uygun olarak özveri, çalışma ve performansımızdan kaynaklandığını bilmeliyiz.

            Bütün çalışmalarımız hesabi değil hasbi bir anlayışla yürütülmelidir.

            Sönük değil; var olan, dinamik bir gençliğin yetişmesi amaçlarımızdandır.

            Hizmetlerimizi aşkla, azimle, nizamla ve estetik anlayışı ile yürüteceğiz.

            Hiçbir mazeret, başarının yerini tutamaz. Dedikodunun bulunduğu yerde rüzgarınız kesilir.

            Çalışmalara usulen ve pasif değil fonksiyonel ve aktif olarak katılacağız. Aktif zaman, aktif imkan…

            Kıymetli taşlar, az olduğu için kıymetlidir. Dava adamları azdır ve dava adamlığı en önemli vasıftır. Vazife adamı denildiği zaman görev verildiğinde gözümüzün arkada kalmayacağı, insan anlaşılır.

            “İnsanlar yalnız inandık deyip de kurtulacak ve hesaba çekilmeyeceklerini mi sanıyorlar?” 50, 60 yıllık ömrümüzde çetin imtihanlardan geçeceğiz. Ömrü yaşanmaya değer kılan şey, dava adamı olmaktır.” (Milli Gençlik Vakfı Merhum (Şehid) Genel Başkanı, Adnan DEMİRTÜRK)

- “Oku, Öğren, Bil, Düşün, İdrak Et, Benimse, Uygula, Takip Et, Neticelendir, Sürekli hale getir, Heyecanlan, Duyarlı ol, Diren, Rutinleştirme, Dertli ol, Alışma…”

 BİR GAYENİN GERÇEKLEŞMESİ için…

 İNSAN NİÇİN ÇALIŞIR ?

            1- Ya Islah İçin;                                2- Ya İfsat İçin;

 a. İslamsız Saadet Olmaz                  a. Fikir Kirlenmesi Yoluyla (Mefhumlar)

 b. Şuurlu Müslüman Olacağız              b. Terör ve Kargaşalıklar Yoluyla

 c. Cihad Edeceğiz                                c. İktisadi ve Ekonomik Düzen (IMF, D.B)

                                                                        d. İşbirlikçi Yönetimler (Medya, Hükümetler)

 

Cihat edeceğiz: İnsanlığın iki dünya saadet için, Hak hakim olmalıdır. Hakkın hakimiyeti için  bütün gücümüzü ortaya koyacağız. Fert, cemaat ve toplum bazında iyiliklerin yaşanır hale gelmesi, kötülüklerin kaldırılması için, bütün gücümüzle, hep beraber ve teşkilatlı bir şekilde çalışacağız. Böylece ahlakta iyi ve güzel, ilimde doğru, hukuk ve siyasette adalet, iktisatta faydalı hayata hakim olacak.

 Cihad ibadeti çok önemli bir farzdır. Cihad; fıtrata (yaratılışa, doğal duruma) yapılan müdahalelerle mücadele etmektir. Cihad; Allah rızası için yapılan çalışma ve mücadelenin tamamıdır. Cihad; Yüce Allah’ın en güzel şekilde yarattığı insan ile Yüce Allah’ın en son ve en mükemmel din olarak gönderdiği İslam arasındaki engelleri kaldırmaktır.

Cihad; her şeyden önce kendi nefsimizin ıslahıyla ilgilenmek, nefsimizi terbiye etmek, İslam’ı tam manasıyla öğrenmek, anlamak ve yaşamak sonra da başkalarına bu İlahi Mesaj’ı iletmek, İslam’ı tatlı dil ve güleryüzle tebliğ etmek, gerekirse de düşmanla dinimiz, değerlerimiz, canımız, namusumuz, malımız, vs. için savaşmaktır.

 TEŞKİLAT: Bir gayeyi gerçekleştirmek ve bir davayı hakim kılmak için hiyerarşik bir yapı içinde bir araya gelerek planlı, programlı ve disiplinli bir şekilde çalışan yeterli sayıdaki vasıflı insan topluluğuna denir.

- Aynı dünya görüşüne sahip olup aynı kavramlara aynı manaları yükleyip aynı tanımlarla düşünerek aynı eylemleri aynı anda ortaya koyabilen insanlar topluluğudur.

(Detaylı bilgi: Teşkilatçının Başarı Kılavuzu, Kutup Yıldızı Yayınları )         

- Bir teşkilatta gaye birliği, yol-usul birliği ve hedef birliği yanı sıra bir başkan, ona itaat eden vasıflı insanlar, görev ve görevlerin yerine getirilmesi ve neticenin (raporun) verilmesi gibi olmazsa olmaz şartlar vardır. Bir teşkilat bunlarla ayaktadır.

 Teşkilatçılığın Temel Esasları:

1-      Teşkilat; Gayeye ulaşmak için imanlı, inançlı, yetenekli, eğitimli, çalışkan, olgun, güven veren, samimi ve dürüst insanlardan kurulmalıdır.

2-      Kurulan teşkilatta hiyerarşik yapı esastır. İşlerin yürütülmesinde bu kurala önem verilmeli ve titizlikle uygulanmalıdır.

3-      Teşkilatta birlik , beraberlik ve disiplin içinde huzurlu çalışma şartları hazırlanmalıdır.

4-      Teşkilatta herkes yetki ve sorumluluğunu bilmeli , görevini bir ibadet aşkı ile rıza-I bari için yerine getirmelidir.

5-      Başarının temeli; iş bölümüdür. Adama göre iş değil işe göre adam tayin edilmelidir.

6-      Her bir insane neyi varsa davası için seferber etmelidir. Parası olan parasını, ilmi olan ilmini, birikimi olan birikimini ortaya koymalıdır. 

             Teşkilatta üyeler şunlara dikkat edecek; er olacaklar, görevlerini bilecekler, itaat ehli olacaklar (Nisa 59), itimat ve güven esas olacak, ihlas (yaptığını sırf Allah için yapmak) bilinci,  ihsan (her an Allah’ın gözetimi altında olduğunu unutmama) şuuru, davasına ve teşkilatına sadakat, vefa ve daima fiili ve kavli dua bilinci olacak…

Teşkilatta;

- bedenen-aklen-ruhen-madden ve manen var olacağız… Kurmakla yükümlü olduğunuz bütün teşkilatları noksansız olarak kuracağız…

- her açıdan bilgili ve eğitimli olacağız (ölünceye kadar talebeliğe niyet edeceğiz)

- ve takatımızın sonuna kadar, teşkilat modelimize uygun bir şekilde çalışacağız.

- asla dışarıdan etkilenmeyeceğiz… Her türlü hak davanın ve hayır çalışmalarının karşısında o çalışmayı olumsuz etkilemeye çalışan odaklar ve kesimlerin varlığı bilinen bir durumdur. Muhalifler çalışmalarımızı yavaşlatmak veya tamamen durdurmak için belli bir gündem dahilinde çeşitli vasıtaları kullanarak kapsamlı bir gayretin içerisindedirler. Birlik ve beraberliğimizi bozmak istemektedirler. Asla oyuna gelmeyeceğiz, alet omayacağız.

- daima Kendi işimizi yapmak… Biz bütün faaliyetlerimizi çalışmalarımız için belirlediğimiz gündem çerçevesinde yürütmek zorundayız. Başkalarının oyuncağı olmayacağız. Biz kendi işimize bakacağız.

 Bir teşkilatın bütün kademeleri ve bütün kadrolarıyla en verimli şekilde çalışması’na “teşkilatın dinamizmi” denir. Başarıda gevşememek ve şımarmamak, başarısızlıkta üzülmemek teşkilatın dinamizminin ana esaslarıdır.

Teşkilatın Dinamizmi için;

- Davamızı ve yüceliğini mutlaka bilmeli ve bu şuurumuzu daima diri tutmalıyız.

- Kur’an ve sünnetle çok canlı bir diyalogumuz olmalı, okumalı, anlamalı ve ihlas ve samimiyetle yaşamalıyız.

- Her gün az birer ayet ve hadis okumalı, ezberlemeli, anlamalı ve yaşamalıyız.

- Namazlara özellikle sabah namazlarına dikkat etmeliyiz.

- Dinin ve siyasetin ne olduğunu, dünyada din ve siyaset ilişkilerini bilmeliyiz.

- Tebliğ, davet, emr maruf, nehy münker, cihad görevlerimizi iyice benimsemeliyiz.

- Hak ve batıl mücadelesinin tarih boyunca sahalarını bilmeliyiz.

- Davamız uğrunda fedakarlığın niteliğini, ölçüsünü ve nedenini bilmeliyiz.

- Yönetimde adalet, kararlarda istişare ve itaat esasına dikkat etmeliyiz.

 VERİMLİ TOPLANTININ HUSUSİYETLERİ

“Vusûlsüzlüğümüz, usûlsüzlüğümüzdendir.”

     Toplantı; insanların belli bir zaman ve belli bir yerde, bir karara varabilmek ya da bilgi alışverişi yapmak için önceden düzenlenmiş bir şekilde bir araya gelmesidir. Bir toplantının asıl hedefi kaliteli, olumlu ve üretken bir sonuç elde etmektir. Olumlu ve üretken bir sonuç elde etmek için:

    - Toplantının Amacı, Toplantının Gündemi, Toplantı Yöneticisi / Başkanı belirlenmeli,

    - Toplantıda Zaman Planlaması ve Kontrolü, Not tutma pratiği, İlgi ve Alaka olmalıdır.

 

1.      Toplantının başlama saati belli olacak. Toplantılar belirlenen saatte toplanmalıdır.

Zaman planlaması ve zaman yönetimine dikkat edilmelidir. Uzun toplantılarda ara verilip, kısa bir dinlenmeden (10-15 dk.) sonra tekrar devam edilmelidir.

2.      Toplantı ortamının fiziki şartları uygun olmalıdır. (Masa, sandalye, not alma imkanı, vs.)

3.       Besmele, hamdele , salvele ile başlanmalıdır. “Besmelesiz sözün arkası kesiktir -Hayır gelmez.-“ (Hadis-i Şerif)

4.      Mutlaka makro (genel merkez) ve mikro (yerel) plan olmalıdır. Bu makro ve mikro plan çerçevesinde toplantı gündemi ve amaçlar oluşturulmalıdır.

5.      Toplantı, gündem dahilinde (gündeme sadık kalarak)  icra edilmeli ve gündem dışına çıkmama hususunda başkan, aktif ve etkin olmalıdır. Toplantı gündemi mümkünse en az bir gün önce yön. kur. üyelerine maille, tlf.la vs. ile bildirilmelidir.

6.      Toplantıda konular başkandan söz izni isteyerek, birbirimizi dinleyerek, kimsenin sözünü kesmeden, kısa ve öz olarak, karşılıklı saygı ve sevgi dairesinde her yönüyle, özgür ve şeffaf bir ortamda istişare ve müzakere edilmeli ve bu doğrultuda başkan tarafından karar verilmelidir.. İstişare ve müzakere esastır, parmak hesabı ve çoğunluk uygulaması yunan oyunudur. “Yön. ku. üyelerinin her birinin görüş ve kanaati değerlidir, dinlenilmeye layıktır”  ve  “ben böyle düşünüyorum ama yanılmış olabilirim.” ilkeleri toplantılarda ana prensiplerimizden olmalıdır.

7.      Niyet ve tavırlar açık olmalıdır.

8.      Toplantıda istişare ile alınan kararlardan dönülmemesi esastır. Şayet karar değişikliği olacaksa, kimlerle alındıysa onlarla değiştirilmesi önemlidir.

9.      Toplantıda alınan kararlar ve yapılacak işlerin sorumluları mutlaka yazılmalı, başkan ve ilgili birimce takip edilmeli ve iş neticelendirilmelidir. Takip ve İntaç…

10.  Toplantının sonunda alınan kararlar özetlenmelidir.

11.  Sorumluluk ve görevle beraber gereken yetki de verilmelidir. (Sorumluluk + Yetki)

12.  Birim başkanlarımız kendi sorumluluklarını ilgilendiren konulardan birinci derecede sorumludurlar.

13.  Başka bir komisyonu ilgilendiren herhangi bir konu o komisyon başkanının bilgisine sunulmalıdır.

14.  Önemli işlere öncelik verilmelidir. Ancak geniş ve teferruatlı konular “komisyon” kurma pratiği işletilerek çözülmelidir.

15.  Toplantılara güleryüz, öz güven, kardeşlik, samimiyet, diğergamlık, biz duygusu, empati, güven, tahammül, farklılıklara değer verme bilinci, aşk ve heyecan hakim olmalıdır.

16.  Toplantılar, çalışmalar ve sorumluluklarımız yük olarak algılanmamalıdır. Toplantılar pozitif enerji’nin ve sinerji’nin etkin olduğu bir atmosferde icra edilmelidir.

17.  Toplantılara  madden ve manen hazır olarak, vazifeler yerine getirilmiş, yeni vazifeler ve hayırlı- doğru kararlar almak amacıyla, tam motivasyon ile gelinmelidir.

18.  Önemli konular, görev ve sorumluluklar mutlaka ajandamıza veya bir kağıda not alınmalı ki unutulmasın ve sorumluluk yerine getirilsin.

19.  Toplantıların başından sonuna kadar pür-dikkat ve tam bir ciddiyet ile gündem takip edilmeli, başka bir şey ile ilgilenilmemelidir. Toplantılarda gereksiz örneklendirmelere ve hatırata girilmemelidir.

20.  Toplantılarda sır tutma esasına kesinlikle uyulmalıdır. Dedikodu, su-i zan, magazinsel haberlere asla yer verilmemelidir.

21.  Toplantıya çok ciddi bir sebeple (hastalık, vefat vs.) gelemeyecek yön. ku. üyesi, başkandan toplantıdan önce izin almalı, bu haber verme veya haber gönderme gibi bir usûlsüzlükle olmamalıdır.

22.  Toplantıya zaruraten başlama saatinden sonra gelen yön. ku. üyesi, sessizce, toplantı disiplinini bozmadan uygun yere oturmalıdır. Toplantı esnasında başkandan izinsiz girip çıkma vs. olmamalıdır.

23.  Toplantıda cep tlf.’nu vs. kapatılmalı veya sessiz konuma alınmalıdır.

24.  Çay, yiyecek vs. servisi ile dikkat dağıtılmamalıdır.

25.  Yöneticilerin katılanlara teşekkür ve taltifi önemlidir.

26.  Bizler “dosdoğru yol”da, yürümekle mükellefiz. Başarı Rabbimiz’dendir. Ve Allah Teala, çalışana verir. Bizler “sistem, prensip, plan, program, organizasyon” yani “teşkilat şuuru”yla yola devam ettiğimiz müddetçe büyük hedefler ve zaferler bize hiç de uzak değildir. Allah (cc) yâr ve yardımcımız olsun.

 

Toplumsal Görev, İzin İstemek ve Allah’tan Af Dilemek

Rabbimiz buyuruyor:

Nur 24, 62-  “Müminler ancak, Allah'a ve Resulü’ne gönülden inanmış kimselerdir. Onlar o Peygamber ile birlikte sosyal bir işle meşgul iken ondan izin istemedikçe bırakıp gitmezler. (Resulüm!) Şu senden izin isteyenler, hakikaten Allah'a ve Resulüne iman etmiş kimselerdir. Öyle ise, bazı işleri için senden izin istediklerinde, sen de onlardan dilediğine izin ver; onlar için Allah'tan af-bağış dile; çünkü Allah mağfiret edicidir, merhametlidir.”

63- “(Ey müminler!) Peygamber’in davetini, aranızdan bazınızın bazınıza daveti gibi zannetmeyin. İçinizden, birini siper ederek sıvışıp gidenleri, muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, O'nun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.”

            Vesselam…

 Hoşsâdalar   

bilinmezi bilir, kendini bilen...
 
 

HAYDİ NAMAZA!

haberler
 
Bize burdan ulaşabilirsiniz...
 
HOŞSÂDA MESSENGER
Üye ol! Sen de kazan!
 
 
46889 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol