Hoşsâda-11

 

HOŞSÂDA
3 Şubat 2006
4 Muharrem 1427 sayı:11
 
Duruş
 
                                                   ASR-I SAADET’TE
KARDEŞLİK VE SEVGİ
İslam’da kardeşlik denince elbette ilk akla gelen Asr-ı Saadet’te, Ensar ve Muhacir kardeşliğidir. Allah rızası için, Mekke’de her şeyini ama herşeyini bırakıp Medine’ye hicret etmiş bulunan, Muhacir Müslümanlara, Medineli Müslümanlar muhabbet ve samimiyetle kucaklarını açmışlar, ellerinden gelen her türlü yardımı onlardan esirgememişler ve bütün insanlığa ibret olacak bir kardeşlik tablosu sergilemişlerdir.
Rasulullah (sav), hicretten kısa bir süre sonra Muhacirle, Ensarı kardeş ilan etti...Bu neseb kardeşliğini, fersah fersah geride bırakacak bir kardeşlikti, iman ve din kardeşliği idi.
Muhacirler, "Ensar kardeşlerimiz bize mal, mülk verdi, iâşemizi temin etti, barınacak yer sağladı" diyerek boş oturmamışlardır. Herbiri elinden gelen gayreti göstererek, mümkün oldukça kimseye yük olmamaya çalışıyorlardı. Bunun en canlı örneği Rasulullah tarafından birbirine kardeş ilan edilen Sa’d bin Rebi (r.a.), Abdurrahman bin Avf’a (r.a.) "Ben mal cihetiyle Medineli Müslümanların en zenginiyim, malımın yarısını sana ayırdım." demişti. Büyük Sahabi, cennetle müjdelenen 10 kişiden biri olan Abdurrahman bin Avf’ın (r.a.) verdiği cevap yapılan teklif kadar ibretlidir: "Allah (cc), sana malını hayırlı kılsın. Benim onlara ihtiyacım yok. Bana yapacağın en büyük iyilik, içinde alış-veriş yaptığınız çarşının yolunu göstermendir." buyurmuştur.
Ticarete başlayan Abdurahman bin Avf (r.a.), Rasululah’ın da kendisi için malının çoğalması ve bereketlenmesi için yaptığı duanın da yardımıyla kısa zamanda Medine’nin sayılı tüccarları arasında yerini aldı. Bir keresinde 700 deveyi yükleriyle birlikte Allah yolunda tasadduk etti. Allah’ın verdiğini yine Allah yolunda harcıyordu. Evet, kurulan bu manevi kardeşlik hiçbir milletin tarihinde rastlanmayacak eşsiz bir şeref tablosudur. Bu kardeşlik neticesinde asr-ı saadet dönemi yaşanmıştır. İslam’ın kısa zamanda inkişafına vesile olmuştur.
 
Medeniyet
 
SORUMLULUK ÇAĞRISI
 
Sorumluluk; vazife olarak verilen veya üstlenilen bir işi, her ne pahasına olursa olsun sonuna kadar yapma ve gerektiğinde bunun hesabını verme ile ilgili bir duygudur. Sorumluluk sahibi olmak, Allah'ın bir emridir. Allah insanları imtihandan geçirmek için böyle bir yükümlülüğü yüklemiştir.
Sorumluluk öyle bir duygudur ki Resûlullah (sav)'a; "Sağ avucuma güneşi, sol elime Ay'ı verseler yine bu tevhit davasından vazgeçmem" dedirtmiştir. Ümmetine ve insanlara çok düşkün olan (9 Tevbe, 128) Hz. Peygamber'in hassasiyeti ayette şöyle ifade buyurulmuştur: "Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın." (26 Şuara, 3)
Hz. Peygamber bu sorumluluğunu değişik vesilelerle şöyle ifade etmiştir: "Ben sizin babanız yerindeyim." (Buhari, Vudu, 11; Ebu Davud, Taharet, 4; Nesai, Taharet, 20; Ahmet, Müsnet, 5/418, 421) "Benim ve sizin durumunuz, ateş yakıp da ateşine cırcır böcekleri ve pervaneler düşmeye başlayınca, onlara engel olmaya çalışan adamın durumuna benzer. Ben sizi o ateşten korumak için sizin kuşaklarınızdan tutuyorum, siz ise Benim elimden kurtulmaya, ateşe girmeye çalışıyorsunuz." (Müslim, Fedail, 19; Buhari, Rikak, 26; Tirmizi, Edeb, 82) "Müslümanların dertleriyle dertlenmeyen, onlardan değildir." (Tirmizi, Fiten, 7; Nesai, İmamet, 48)
 
Abdullah İbni Ömer (ra) anlatır: "Öyle zamanlar yaşadık ki, altın ve gümüşü hiçbir zaman mü'min kardeşimize tercih etmedik. Bunu düşünmedik de. Şimdi de öyle bir zamandayız ki, altın ve gümüş mü'min kardeşten daha üstün gelmeye başladı."
Hz. Ali (ra), "Bir mü'min kardeşimizin ihtiyacını karşılamak bizim için dünya dolusu altın ve gümüşe sahip olmaktan daha değerlidir" diyor.
Şeyh Edebali'nin Osman Gazi'ye; "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" demesi, sorumluluk duygusunun en canlı örneğidir.
Hz. Mevlana idam edilmiş bir adam gördü. Koşarak ayaklarına sarıldı ve "Bizi affet, biz sana ulaşsaydık, seni Hakk'la tanıştırsaydık, suç işleyip idam edilmezdin" dedi.
 
Ya bizim halimiz? Eskiden başı daralan gayrimüslim bile Müslümanlardan medet umar, yardım görürmüş ve "Yok mu Müslüman?" dermiş. Yine böyle bir imdat çığlığı duyulmuş. "Yok mu Müslüman!" Bunu duyan bir Müslüman pencereye koşmuş ve bakmış ki, iri yarı biri, garibanın birini dövüyor, hemen pencereyi kapatmış ve "Müslüman var, ama şimdi işi var!" demiş. Dünya üzerindeki çığlıkları duydukça galiba çoğumuz aynı şeyi yapıyoruz, "Müslüman var, amma şimdi işi var!"
Neler yapmalıyız? 1-) İşe, kendimizden başlamalıyız. Hayal ve heva adamı değil, ideal ve dava adamı olmalıyız. Neslimizi ona göre yetiştirmeliyiz. Söylediklerimizi, savunduklarımızı önce biz yaşamalıyız, örnek olmalıyız. Rahata, rehavete kapılmamalıyız. Psikologlara göre, "ne olursa olsun elemden kaç, hazza koş" psikolojisi üç dört yaş çocuğunun psikolojisidir. "Yetişkin çocuk" davranışı sergilememeliyiz, tembellik, duyarsızlık, hissizlik psikolojisinden mutlaka kurtulmalıyız.
2-) Hizmetlerini gören hasbi insanların sayısını çoğaltmalıyız. Hasbi insanla hesabi insan aynı değildir. Birinde Allah'ın rızası, diğerinde ileriye yönelik hesaplar, çıkarlar ön plandadır. Sadece mallarını değil, hayatlarını da Allah yolunda vakfedecek hasbi insanlar yetiştirmeliyiz. Zira en değerli vakıf, vakıf insanlardır. Onlar, sadece mallarını değil, hayatlarını da Allah'a vakfederler, onlar nimet değil, hizmet adamıdırlar.
3-) Kişi, imanının gücü oranında sosyal sorumluluk sahibi olur. Sosyal sorumluluk insanın kendini bilmesi ile de çok yakından alakalıdır.
4-) Müslüman kayıtsız, sorumsuz, gevşek olamaz. Müslümanlara birlikte hizmet etme, birlikte çalışma, dayanışma, paylaşma bilinci de verilmelidir. Sürekli tenkit edip, eleştiren, hizmet edenleri küçümseyen "şeytani mantık" yerine, sorumluluk bilinciyle hareket eden "ilahi mantık" yerleştirilmeli ve hesap şuuruyla hareket edilmelidir. 
                                                                                                                                               Abdullah Büyük

  Hoşsâdalar   

bilinmezi bilir, kendini bilen...
 
 

HAYDİ NAMAZA!

haberler
 
Bize burdan ulaşabilirsiniz...
 
HOŞSÂDA MESSENGER
Üye ol! Sen de kazan!
 
 
46880 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol