Hoşsâda-10

 

HOŞSÂDA
26 Ocak 2006
26 Zilhicce 1426 sayı:10
 
Duruş
 
31 Ocak 2006 - 1 Muharrem 1427  
HİCRİ YILBAŞI
 
Allah Teala şöyle buyuruyor:
“Önceden Medine’yi yurt edinmiş, imanı gönüllerine yerleştirmiş olan kimseler, hicret edip kendilerine gelenleri (Muhacirleri) severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde herhangi bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri muhtaç durumda olsalar bile, onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.”
                                                                                    (Haşr 59/ 9)
İşte, Rabbimiz Mekkeli Muhacir Müminler’e yurtlarını açan fedakar ve cömert Medineli Ensar’ı ve onlar gibi müminleri böyle övüyor. Ne mutlu o övgüye mazhar olan Müminlere!
 
Sevginizle Dopdoluyum!
…Neccaroğulları’nın küçük kız çocukları da Rasulullah’ın (as), Medine’ye teşriflerine ve O’nunla komşu olmalarına çok sevindiler ve bu hususta şarkılar terennüm ettiler. Şöyle diyorlardı:
“Neccaroğulları oymağının kızlarıyız, biz ne hoştur, komşuluğu (Efendimiz) Muhammed’in (sav)”
Efendimiz (as), onlara, - “Beni seviyormusunuz?, diye şaka yollu sorunca, onlar - “Evet, Ya Rasulallah, hem de çok…” dediler. Sevgi ve Rahmet’in Zirvesi, Rasulullah (sav) da, onlara - “Allah Teala şahit ki, kalbim sizin sevginizle dopdolu!” buyurdular. (İbn-i Hişam)
 
 
MEDENİYET
 
Hicret; Yeni Bir Medeniyet’in İnşası
Hicret; sevgi ve saadet dolu bir kucağa yürüyüş
Hicret; Teslimiyet,Ahde vefa ve Sadakat
Hicret; İman, Azim, Aşk ve Kararlılık
Hicret; bir kaçış değil, yapılacak olan fethin başlangıcı
Hicret; sabrın doruk noktasına ulaştığı an
Hicret; tebliğe açılan en büyük kapı…
 
Sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve selem) ve fedakar sahabesi (r.anhum), bir taraftan İslam’ı tüm gayretiyle yaymaya çalışırken, diğer taraftan da Mekkeliler’in eza ve cefalarından dolayı İslam’ın her şeyiyle hakim olacağı ortamı hazırlama çabasındaydılar. Bu sebeble Rasulullah (sav), diğer kabilelerle iletişime geçiyor, Taif’e gidiyor. Tıpkı Mekkeliler gibi zavallı Taifliler de ayaklarına gelmiş en güzel nimeti -tabiri caizse- tepiyordu.
Bütün bunlara rağmen Efendimiz (sav) büyük bir imanla, azimle ve aşkla Rabbimiz’in koyduğu hedefe doğru yürüyordu. Bu sırada Medineliler’den bir grubun İslam’la şereflenmesi, ardından icra edilen 1. ve 2. Akabe Biatlarıyla, Medine ile sıkı bir bağ kuruluyor, İslam Devleti’nin temelleri atılıyor, Medine İslam Medeniyeti’nin beşiği olmaya hazırlanıyordu…
Müşriklerin yok etme planlarını yürürlüğe koyduğu günlerde Allah (cc) kendi planını yürütüyor ve Rasulullah’a hicret izni veriyordu. “Ve şöyle de: Rabbim, beni sıdk ve ihlas ile (Medine’ye) girdir. Yine sıdk ve ihlas ile (Mekke’den) çıkar ve tarafından bana hakkıyla yardım edici bir kuvvet (güç, otorite, devlet, hakimiyet, hükümet, iktidar) ver. Yine de ki: Hak geldi, batıl yıkılıp gitti. Zaten batıl yıkılmaya mahkumdur.” (İsra 80,81)
İşte Hicret, Sevgili Peygamberimiz (sav) ve sadık-fedakar insan Hz. Ebubekir (r.a.)’ın ve de diğer sahabilerin (r.anhum) 622 yılında Mekke’den Medine’ye yaptığı eşsiz yürüyüştür. Böylece dünya ve ahiret mutluluğu olan İslam Daveti, Arabistan’a ve tüm kalplere ve cihana yayılacak ortamı buluyordu. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor :
“İman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, rütbe bakımından Allah katında daha üstündür. Kurtuluşa erenler de işte onlardır." (Tevbe - 20) "İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıranlar, yardım edenler, işte gerçek mü'min olanlar bunlardır. Mağfiret ve uçsuz bucaksız rızık da onlarındır." (Enfal, 74)
Evet, dostlar huzura ve saadete susamış kalpler, ta o günden beri küfürden imana, batıldan Hakk’a, karanlıktan aydınlığa, zulümden adalete, şirkten Tevhid’e, kötülükten iyiliğe, cehaletten ilme-irfana, düşmanlıktan kardeşliğe, nefretten sevgiye, ayrılıktan birlik-beraberliğe, dünya menfaatından ebedi saadete, hicret etmeye devam ediyor ve hicret kıyamet’e kadar da sürecektir.
Ve özbenliğin, çağın, tarihin, çevrenin modern zindanından tahliye bekleyen modern bireyin kurtuluş ve felahı ancak derununda yapacağı derinliğine bir hicretle mümkün olabilecektir. Hicretimiz mübarek olsun. (Rasullulah’ın İslam’a Davet Metodu, Prof. A. Önkal’dan istifade edilmiştir.)

  Hoşsâdalar   

bilinmezi bilir, kendini bilen...
 
 

HAYDİ NAMAZA!

haberler
 
Bize burdan ulaşabilirsiniz...
 
HOŞSÂDA MESSENGER
Üye ol! Sen de kazan!
 
 
46886 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol